"Otizmle ilgili çarpıcı açıklama, Gelecek yıllardaki sayı korkutuyor"

Her geçen gün sayı artıyor, 10 çocuktan 1'i otizmli olabilir

116

Özel gereksinimli çocuklara farkındalık oluÅŸturmak için bu kez onlarla en çok vakit geçiren annelere özel bir eÄŸitim programı hazırlandı.  EÄŸitimde özel çocukların her geçen gün sayısının arttığına dikkat çeken Uzman Çocuk GeliÅŸimcisi ve EÄŸitimcisi Hediye Zarin Karaarslan, gelecekte her 10 çocuktan 1'inin otizmli olabileceÄŸini söyleyerek, Her geçen gün sayının artması bizleri çok korkutuyor dedi.

Otizmli, zihinsel yetersizliği, öğrenme güçlü, dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu gibi özel gereksinimi olan çocukların annelerini desteklemek adına Altınbaş Üniversitesi Toplumsal Cinsiyet ve Kadın Araştırmaları Merkezi (TOKAMER) ve Rehapedia Eğitim Kurumlarının işbirliği ile bir sosyal sorumluluk projesine imza atıldı. Proje çerçevesinde nöroçeşitliliği olan çocuğa sahip anneler için 3 haftalık bir eğitim programı hazırlandı. Her hafta farklı bir konunun işleneceği eğitim programının ilk haftasında stres yönetimi ele alındı. İlerleyen haftalarda aile içi destek konusunun da işleneceği programa 100 anne katıldı.

İstatistikler korkutuyor

Nöroçeşitliliği olan çocukların Türkiye'deki net sayısının belirsiz olduğuna dikkat çeken Uzman Çocuk Gelişimcisi ve Eğitimcisi Hediye Zarin Karaaslan, tanılama grubuna girmeyen çok sayıda çocuğun olduğunu belirtti. Her geçen gün sayının artığını vurgulayan Karaarslan, Otizm inanılmaz derecede artmakta. Bu noktada gelecek yıllardaki sayı bizleri çok korkutuyor. Bundan 15-20 yıl sonra belki her 10 çocuktan 1'inin otizmli olduğunu söyleyeceğiz. Şu anki istatistikler bunu gösteriyor. 2020 yılında ABD de yapılan araştırmada Otizmin 54/1 olduğu tespit edildi dedi.

Anne ve babaların kaygı ve streslerinin doğrudan çocuğun gelişimini engellediğini belirten Hediye Zarin Karaarslan, hedeflerinin anne ve babaların kaygılarının ne olduğunun farkına varmalarını sağlamak olarak yorumladı. Karaarslan, Kazanılacak farkındalıkla ebeveynlerimiz bu konuda rahatlayabilecekler. Bizler de süreç içerisinde çocukla daha rahat ilerlemiş olacağız şeklinde konuştu.

Anneler çok yorgun, korkuları çok fazla

Eğitim programından da bahseden Karaarslan, Çocuğun en çok vakit geçirdiği anne babaya özel bir program hazırladık. Sahada yapmış olduğumuz gözlemler de annelerin çok yorgun olduklarını gösteriyor. Korkuları çok fazla. Her gün Benden sonra çocuğuma ne olacak korkusu ile iç içeler. Bununla beraber bir sürü eğitim ve yöntem var. Bunların hepsini çocuğuna bir şeklide vermeye çalışıyorlar. Maddi-manevi ciddi mücadeleler veriyorlar. Anne ve babaların bu kaygısı yapmış olduğumuz seanslara dahi direkt yansıyor. Çocuğun gelişimini ve eğitimini doğrudan ekiliyor diye konuştu.

En ufak bir şüphede dahi bir uzmandan destek alın

Özel çocukların eğitiminin erken yaşta başlamasının gelişimleri için çok önemli olduğunu kaydeden Karaarslan, çocuk üzerinde hissedilen en ufak bir şüphede uzman desteği alınması noktasında ebeveynleri uyardı. Şüphelerin peşine düşülmediğinde bazı semptomların artabildiğine dikkat çeken Karaarslan, Erken müdahaleyle ortadan kaldırabileceğimiz durumların çok daha uzun sürmesine neden olabiliyor. Bu noktada erken tanı, erken müdahale, doğru yöntem ve doğru uzmanlarla çalışmak son derece önemli şeklinde konuştu.

Anne uzman işbirliğine ihtiyaç var

Eğitim programını hazırlayan Altınbaş Üniversitesi Dr. Öğr. Üyesi, Psikolog Esra Gül Koçyiğit, özel gereksinimli çocuk sahibi olan ailelerin normal çocuklara sahip olan ailelere göre hem sosyoekonomik hem de ailevi işlevsellikler anlamında biraz daha fazla kaygı ve stres yaşadıklarını belirterek, Aile içerisinde birbirleriyle olan iletişimleri noktasında stres ve kaygı işlevselliklerini olumsuz etkiliyor. Bu çocukların bakımında anneler daha fazla rol üstleniyor. Bizler de annelerin üzerlerindeki yükü biraz da olsa hafifletmek üzere bu eğitim programını hazırladık.Stresle ve kaygıyla başa çıkabilmeleri, çocuklarına daha fazla fayda sağlamaları ve daha pozitif bir aile ortamının olması için katkıda bulunmak istedik. Çünkü bu tip aileler uzaman işbirliğine ihtiyaç duyuyor dedi.

Stresi nasıl yöneteceklerini anlattık

Stres yönetiminden de bahseden Psikolog Esra Gül KoçyiÄŸit, Stres vücudumuzda gerçekten olumsuz etkilere neden oluyor. Bakış açımızı olumsuzlaÅŸtırıyor. Sürekli gergin olmak çocukla iletiÅŸimi de etkiliyor. EÄŸitimimizde stresin, kaygının, endiÅŸenin ne olduÄŸuyla ilgili bilgi verdik. Bu konudaki farkındalıklarını artırmak istedik. Hangi belirtilerin kaygı yaÅŸadığımızı gösterdiÄŸini paylaÅŸtık. Çünkü ne olduÄŸunu bildiÄŸimiz sorunlarla daha kolay mücadele edebiliriz. YaÅŸanan kaygı ve stresi tamamen yok edemeyiz ancak var olan kaygıyı yönetebiliriz. Nefes ve kas gevÅŸeme egzersizleri ile ilgili bilgi aktardık. Bunları hayatlarına dahil ettiklerinde en azından stresle biraz olsun barışık ve kontrolü ellerine almış olacaklardır ÅŸeklinde konuÅŸtu.  

Programda eÄŸitim alan annelerden biri olan Zeynep Gökmen, 10 ve 7 yaÅŸlarında özel gereksinimli iki çocuÄŸu olduÄŸunu belirterek, tecrübesini ÅŸu ifadelerle paylaÅŸtı: Özel çocuk nedir bilmezken hocalarımızın sayesinde ve azmimle çok ÅŸey öğrendim.  Anne tecrübeli olunca çocuklarla çok yol katediyor. Ancak anne olarak bu süreçte fiziksel ve ruhsal anlamda yıpranıyoruz. Çocuklarımızın biraz daha topluma katılmasını, onlara hor bakılmamasını istiyoruz.  Bizleri anlamlarını ve anlayış göstermelerini bekliyoruz. Bu tarz programların da farkındalık oluÅŸturması adına çok faydalı olduÄŸunu düşünüyorum. Annelerin çocuÄŸun geliÅŸimi için eÄŸitimli ve bilinçli olmaları önemli. Bu eÄŸitim programları bunu saÄŸlıyor. NöroçeÅŸitliliÄŸe sahip çocukların da sanatla ilgilenebildiÄŸini göstermek adına çocukların kendi yapmış oldukları resimler programın son gününde sergilenecek.



Giriş: 02 Aralık 2022 | Güncelleme: 02 Aralık 2022 | Okunma: 116


Kaynak: Altınbaş Üniversitesi




Bu karekodu kullanarak haberi telefonunuzda görebilir ve paylaşabilirsiniz.