Türk STK'ları, Değişim ve Gelişim


Daha iyi olmaya çalışmayan, iyi olarak da kalamaz. (Oliver Cromwell)

Her şey bir günde değişebilir ve o gün belki bugündür.

Koronavirüs vak'asından sonra hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağı kesin.. Zaten uzmanlar da aynı şeyleri söylüyorlar. Bunu şu andaki gidişattan da anlamak için müneccim olmaya gerek yok..

Avrupa'da her hangi bir aktivite veya toplum yararına faaliyetler yapmak istiyorsanız DERNEKLEŞMEK zorundasınız.  Ferdi olarak yapabilecekleriniz sınırlıdır. İşte bu yüzden Avrupalılar ÖRGÜTLÜ olmaya çok önem veriyorlar.

ALMANYA'DAKİ TÜRK STK'LARI

Çoğu dini istikamette olmak üzere Almanya'da yaklaşık olarak DÖRT BİN (4000) Türk derneği ve  az sayıda vakıf olduğu tahmin ediliyor. Kısaca dağılımı konusunda  bilgi verdikten sonra asıl anlatmak DEĞİŞİM ve GELİŞİM konusuna geleceğim.

Bu 4 bin derneğin, 2500'ü dini faaliyet gösteriyor. Genellikle de DİTİB, İGMG, VİKZ,  Menzil Cemaati Vs vs.. 2 bin 500 dini içerikli derneğin yalnızca 950'si DİTİB'in bünyesinde faaliyet gösteriyor. Bunları DERNEK olarak kabul etmek gerekir mi. İşte bu da tartışmaya değer..

Dernek statüsünde faaliyet gösteren 800 Türk spor kulübü ve geriye kalan 700 derneğin dağılımı ise, Alevi dernekleri, hemşehri dernekleri, veli dernekleri ve siyasi faaliyet gösteren dernekler olarak sıralayabiliriz.

DEĞİŞİM VE GELİŞİME AYAK UYDURAMAYANLAR

Bu yılın başından beri Almanya'da koronavirüs nedeniyle tüm STK çalışmaları da adeta durma noktasına geldi..  

Aslında ak koyun ile kara koyun belli oldu.. 

Bana göre dernekçilik açısından koronavirüs dönemi bir MİLAT oldu.

Bu zamana kadar  icraat yaptıklarını sanan yüzlerce STK maalesef  İKMALE bile kalamayıp SINIFTA KALDILAR..

Bu KRİZ dönemini fırsata çevirenler yani DEĞİŞİM ve GELİŞİM'e hazır olanlar, bu yönde adım atanlar SINIFI GEÇTİLER.. 

BAHANE hazır.. Korona geldi ve tüm STK çalışmaları SEKTE'ye uğradı.. Bu mazaretin ardına sığınarak  olmayan  ya da AZICIK  olan tüm faaliyetleri askıya aldık. Tabiri caizse YAN GELİP YATTIK..

HEM KOLAY HEM DE ZOR

Az önce MİLAT kelimesini telaffuz ettim. Bence DERNEKÇİLİK yapmak  kolaylaştı. Bu nasıl oluyor derseniz. Bilim ve teknolojiyi yakından takip eden, değişim ve gelişime hazır olanlar ÇAĞ atladılar...  Bu da internet aracılığıyla yaptığımız UZAKTAN EĞİTİM ya da GÖRÜŞME'lerle oldu. 

Artık eskisi gibi dakikalarca veya saatlerce yol katetmek ve zaman harcamak gerekmiyor. Youtube, İnstagram, Zoom Vs vs gibi yenilikleri keşfettik. Bu yeniliklerle sadece bir şehirde olanlar değil uzaktakiler başka bir tabirle ülkelearası hatta kıtalararası görüşmeler, aktiviteler olabiliyor.

İlla ki dernek lokaline gitmeye hiç gerek yok..Evinden veya ofisinden faaliyetlere dahil olabiliyorsun. Dernekçiliği sadece LOKAL'e gidip, gelmekten orada zaman geçirmekten İBARET olarak sayanlar maalesef bu gelişimin dışında kaldılar..

Önceleri kişi bir günde en fazla tek veya iki etkinliğe katılabiliyordu. Şimdi ise teknolojinin nimetlerinden faydalanarak dört (4) hatta beş (5) etkinliğe katılabiliyor ve konuşabiliyor..  

Vakit nakit olduğuna göre şu gelişimin ve güzelliğin farkında mısınız 

Bu ifade ettiklerim KOLAY olan taraftı. Peki ya ZOR olan taraf neresi

Dernekçiliği LOKAL'den ibaret sayanlar, orada kağıt ve okey oynamaktan, BLA BLA yapmaktan  başka birşey yapmayanlar için ZOR.. 

Dernekçiliğin, KERMES, LAHMACUN, BÖREK, ÇÖREK, ÇAY ve KAHVE'den yani MİDE'den ibaret olduğunu düşünenler  için de ZOR.. Yeni dönemde bu saydıklarım olmayacak mı 

Olacak.. Olacak ammaa  AZALACAK.. Hatta ilerleyen süreçte bu SÖZDE ve gereksiz faaliyetlere insanımız RAĞBET göstermeyecek..

Dernekçiliği, sene de bir GECE yapmakla geçiştirenler için de ZOR günler kapıda.. Artık o şatafatlı günler geride kaldı ve insanımız bunlara da itibar etmeyecekler.. 

İşte dernekçiliği böyle düşünenlerin de değişmesi ve gelişmesi KAÇINILMAZ'DIR..  

NE DEMEK İSTİYORUM

STK çalışmalarında değişim ve gelişimle neyi kastediyorum

21. Yüzyıldayız.. İlim, bilim ve teknoloji çağındayız. Mesafelerin kısaldığı, uzakların yakınlaştırıldığı dönemdeyiz. Böyle bir dönemde bahanalerin ardına sığınmamalıyız. İnternet aracılığıyla teknolojinin tüm nimetlerinden faydalanarak faaliyetleri devam ettirmek mümkündür. Şu anda Almanya'da bu ifade ettiklerimi yapabilen veli, öğretmen ve az sayıda dini dernekler var.. 

Ama yeterli midir derseniz, maalesef  YETERSİZ..

Demem o kii, bu süreçte DEĞİŞİM ve GELİŞİM'e uzak kalanlar ya da teknolojiyi takip edemeyenlerin maalesef KULLANMA veya GEÇERLİLİK TARİHLERİ geçmiştir..

O kişiler, kurum ve kuruluşlar, ya hızla bu gelişime ayak uyduracaklar ya da piyasadan silinecekler 

STK'LAR ÖZGÜR DEĞİL

Almanya'da müthiş bir nüfusumuz var. Haliyle ekonomik gücümüz, eğitimli gençlerimiz ve siyasetin içinde olan insanlarımız var. 4 bin civarında STK'larımız da var.. Varoğlu VAR.. Ama biz bu tüm saydıklarımı yaşadığımız ülkede GÜÇ'e çeviremiyoruz.

Nedeni ise, STK'larımızın yüzde 80'i Türkiye güdümlü. Oradan yönetiliyor veya yönlendiriliyorlar. Bir çok siyasi parti, cemaat veya kişilerin etkisi altındalar. Etliye sütlüye dokunmaktan kaçınıyorlar.  Yani DOBRA DOBRA ifade etmek gerekirse STK'larımız TIKANDILAR..  

Bizimkiler bırakın aksiyonu REAKSİYON bile göstermekten çekiniyorlar..

Oysa Türkiye siyasetinden uzak durup , kendi plan ve projelerini yapıp, belirledikleri ROTA istikametinde uygulamaya geçmelidirler. Maalesef bunu da yapamadılar..  Öyle gözüküyor ki yapmaya da çekiniyorlar..

ZİHİNSEL DEVRİM GEREK 

Koronavirüs süreci aslında Türk STK'larımız için bir fırsattı. Bu esnada yeniden yapılanmayı becerebilen, gençleşen, değişim ve gelişimi uygulayanlar yani ZİHİNSEL DEVRİM'i gerçekleştirenler önümüzdeki 10 yıl ayakta kalıp, varlıklarını devam ettirecekler.. 

Ya bunu yapamayanlar nolucak

Onlar da yine eskisi gibi, kermesler, senede bir gece ve ibadetle durumu idare etmeye çalışacaklar.. Tabi ki idare edebilirlerse..

SON SÖZ, 

Zihinsel devrim yapamayanların hayata dair ADAPTE olmalarını beklemek ZİHİNSEL BİR HATA olur. 

ALLAH Avrupalı Türkler'e akıl fikir versin, düşünme, uygulama  sağlığından yoksun etmesin..




Okunma Sayısı: 543