"Ön yargılar tuzaktır, Ön yargının en büyük ilacı diyalog"

Ön yargıların insanın, denetim olmaksızın otomatik aldığı kararlar olduğunu ifade eden Psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan,Bazı kişiler çok hızlı konuşurlar, o hızla otomatik düşüncelerle konuşurlar.

121

Bazıları tane tane konuşur, düşündüğü söylediği sözün nereye varacağını bilir, yavaş yavaş konuşur. Bu tarz kişiler otomatik, hızlı kararlar vermez, amaca yönelik seçimler yapar. Ön yargı tuzaklarına düşmez. Hayatımızda ön yargılar tuzaktır.dedi. Ön yargılarımızı dağıtmak istiyorsak insanlarla temas kuracağız. diyen Prof. Dr. Tarhan, Kendimizi tanıyacağız, değiştireceğiz, hatamızı düzelteceğiz, ilerleyeceğiz. Sosyal temas arttıkça ön yargı azalır. Diyalog ön yargının en büyük ilacıdır. diye konuştu.

Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü, Psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan, önyargı konusunu değerlendirdi.

Önyargı, bilinçli ön yargı ve bilinçsiz ön yargı diye ikiye ayrılıyor

Önyargının, bilinçli ön yargı ve bilinçsiz ön yargı diye ikiye ayrıldığını dile getiren Prof. Dr. Tarhan, Bilinçsiz önyargı karar verme mekanizmalarını beynimizde çalıştırırken sistematik olarak hata yapmamıza sebep olur. Farkında değilizdir hata yaptığımızın, hatamızın sebebini de anlayamayız, bulamayız. Bir insanın özür dilemek yanlıştır, özür dilemek zayıflıktır şeklinde bilinçsiz ön yargısı varsa, kişinin kendi doğrusu değer yargısı olarak hayatındadır. dedi.

Özür dilemek zayıflık değil, erdemdir diyorsa kişi hatasını düzeltebilir

Değer yargılarının da ön yargıların da insan beyninin çalışmasıyla ilgili olduğunu ifade eden Prof. Dr. Tarhan, Hayatımızı kolaylaştırmak için beynimizin çalışma sisteminde çocukluktan itibaren ön yargıları vardır. İnsan düşünce hayatında özür dilemek zayıflıktır dediği zaman, kendi hata yaptığı zaman bile kusuru dış nedene bağlar, kusuru başkasına atar. Hayatı bu hatalarla geçip gider, bir türlü hatalarını düzeltemez, öğrenemez. Ama özür dilemek zayıflık değil, özür dilemek erdemdir diyorsa bir insan hatasını düzeltebilir. Basit bir bilinçsiz önyargıdır.diye anlattı.

Ölüm bir son değil, yeni bir doğuş, başlangıçtır demek bilinçli önyargıdır

Bilinçli bir ön yargının da olduğunu kaydeden Prof. Dr. Tarhan, Ölüm bir son değil, ölüm yeni bir doğuştur, yeni bir başlangıçtır diye düşünüyorsa insan, hayatını oraya hazırlayarak şekillendirir ve bu bilinçli ön yargıdır. şeklinde konuştu.

Önyargılar insanın, denetim olmaksızın otomatik aldığı kararlardır

Hiperaktif kişilerin de düşünmeden hareket ettiklerini anlatan Prof. Dr. Tarhan, Bunlar örtük ön yargıları ile hareket eden kişilerdir. Önyargılar insanın, denetim olmaksızın otomatik aldığı kararlardır. Bazı kişiler çok hızlı konuşurlar, o hızla otomatik düşüncelerle konuşurlar. Bazıları tane tane konuşur, düşündüğü söylediği sözün nereye varacağını bilir, yavaş yavaş konuşur. Bu tarz kişiler otomatik, hızlı kararlar vermez, amaca yönelik seçimler yapar. Bu kolay bir şey değil, bilgeleşmeyle de ilgili.Ön yargı tuzaklarına düşmez. Hayatımızda önyargılar, tuzaktır.

Benmerkezci kişiler kendilerini kusursuz, mükemmel gördükleri için sorgulamazlar

İnatçı kişiler ön yargılarını değiştiremeyen kişilerdir. diyen Prof. Dr. Tarhan, Benmerkezci kişiler kendilerini kusursuz, mükemmel gördükleri için sorgulamazlar. İç gözlem kapasitesi ve öz eleştiri kapasitesi yoktur. Ancak büyük bir hata yapınca sorgulamaya geçebilirler.dedi.

Gazze olaylarının arka planında politik ön yargılar var

İnsanların İkinci Dünya Savaşı'nın aslında bir ırkçılık savaşı olduğunu, üstün ırk mücadelesinin ne kadar kötü olduğunu gördüğünü ama tarihin tekerrür ettiğini anlatan Prof. Dr. Tarhan, Şimdi de aynı şeyi yine yaşıyoruz, Gazze olayların da yaşıyoruz. Bunun arka planında politik ön yargılar var. Biz üstün ırkız duygusuyla Her şeye hakkımız vardır duyguları var. Bedel ödeye ödeye insanlık ilerledi. Ama ilginçtir daha önce tarihte görülmemiş bir şekilde, iletişim sayesinde insanlar Gazze olayı için küresel olarak dijital dünyada harekete geçti. Bu iyi bir işaret gelecek yıllar için.şeklinde konuştu.

Gelenekler otomatik öğrenilmiÅŸ bir ön yargıdır 

Ön yargıların kişiliğin ilk temelleri olan ve anne babadan alınan hayat senaryoları olduğunu da ifade eden Prof. Dr. Tarhan, O ön yargılar çekirdek ailemizde gelişen ruhumuza yerleşiyor. Onlar bizim örtük önyargılarımızı oluşturuyor. Yol yordam bilmek gibi, büyüklere saygı göstermek gibi, gelenek gibi, misafirperverlik gibi… Bizim kültürümüzde bunlar sosyal öğrenmeyle geliyor. Anadolu terbiyesi almış bir çocuk büyüklerin karşısında bacak bacak üstüne atmaz. Bu otomatik öğrenilmiş bir ön yargıdır. Batı toplumlarında böyle bir şeye ihtiyaç hissetmezler. Bunlar sosyal öğrenmeyle oluşuyor. Doğar doğmaz zihinsel olarak, beyin olarak, nöropsikolojik olarak insan prematüre doğuyor. İnsan olmayı hayatta öğreniyor.dedi.

Otomatik ön yargılarımızın hemen hepsinin düzelme potansiyeli var

Genelde olumsuzluÄŸa ön yargı denildiÄŸini de vurgulayan Prof. Dr. Tarhan, Genel tabiri kalıp yargılardır. Kalıp yargılara stereotipik deniyor. Amerika'da yapılan politik psikolojik bir çalışmada, beyaz bir anne yanındaki çocuÄŸuyla gidiyor, karşıdan siyahi biri geliyor ve annesi hemen çocuÄŸu tutup kendine çekiyor. Hiç farkında deÄŸil, bilmeden yapıyor bunu. Neden yapıyor? Otomatik önyargı.Aynı ÅŸeyi ünlü bir siyahi kiÅŸi olsa yapmıyor. Otomatik ön yargılarımızın hemen hepsinin düzelme potansiyeli var. Onun için insan hayatının sonuna kadar Ben nerede hata yapıyorum diye kendisini sorgulamalı. Her insan biriciktir, her insan orijinaldir, kimseyi küçük görmeye hakkımız yok. Herkesten, çocuktan bile bir ÅŸey öğrenebilirim diyorsanız deÄŸer yargılarınızı deÄŸiÅŸtirebilirsiniz diyebilir.diye anlattı. 

Amaca yönelik düşünmek beynin ön bölgesini eğitiyor

Prof. Dr. Nevzat Tarhan, duyduklarına inanma, gördüğünün de yarısına inan sözünün ön yargıları azaltan bir durumu işaret ettiğini kaydederek, amaca yönelik çalıştırılarak ve düşünerek beynin ön bölgesinin eğitilebileceğini, insanın amaca yönelik düşünmesinin Frontal lob bölgesindeki kasları geliştireceğini dile getirdi.

Zihinsel körlük nedeniyle insanlar yanlış tepki verir ve ilişki kopar. Bu da yalnızlıkla sonuçlanır

Ön yargılı insanların diÄŸer insanları deÄŸerlendirirken ihmalkârlık yaptıklarını dile getiren Prof. Dr. Tarhan, Farkında olmazlar, onlarda zihinsel körlük vardır. O körlük nedeniyle yanlış karşılar. DiÄŸer insanların hareketlerini yanlış okur, yanlış tepki verir ve iliÅŸki kopar. Bu da yalnızlıkla sonuçlanır.Küresel bir yalnızlık salgını var. Biz toplumumuzda o konuda çok iyi durumdayız ama küresel olarak yalnızlaÅŸma çok fazla, özellikle gençlerde çok fazla.dedi. 

En büyük başarı, iç huzurudur

Bu durumda toplumsal bir önyargının ön plana çıktığını belirten Prof. Dr. Tarhan, şöyle devam etti:  Åžu an daha çok kendini sev diye bir akım var. Kendini sevmek demek, kendini kutsallaÅŸtırmak demek deÄŸildir. Güçlü insan, özgüven sahibi insan kendi güçlü ve zayıf yönlerini görecek. Zayıf yönleri için önlemini alacak, güçlü yönlerine göre hareket edecek. Kendini sevmek demek aslında insanın kendisiyle barışık olması demek. Bu çaÄŸda baÅŸarı, gücün olsun, zengin ol, paran olsun, şöhretin olsun gibi ÅŸeyler önemli hale geldi. Halbuki en güzeli, en büyük baÅŸarı, iç huzurudur. Ä°nsanda iç huzuru olabilmesi, ailesiyle huzurlu olabilmesi… Bundan daha baÅŸarılı bir ÅŸey yoktur. Aristo bile hayatın amacı mutlu olmak diyor. Mutlu olmayı sanki her canını istediÄŸin yapmak gibi anlıyoruz. Halbuki mutlu olmak sıradan ÅŸeylerde zevk almayı baÅŸarabilmek… Åžu olsun mutlu olayım, bu olsun mutlu olayım diyen insan dış motivasyonla hareket eder. İç motivasyonla hareket edebilmek, kendi kendini mutlu edebilmek, kendisiyle barışık olabilmek önemli. Bunlar da ön yargılarımızı deÄŸiÅŸtirme kapasitemizle çok yakında ilgili.

Ön yargısı olan kişiler görmek istemiyor

Einstein'ın Ben atomu parçaladım ama önyargılarımı parçalayamadım sözüne atıfta bulunan Prof. Dr. Tarhan, Bir delille 40 âlimi ikna ettim ama 40 delille bir cahili ikna edemedim sözünü de hatırlattı.

Ön yargısı olan kiÅŸilerin görmek istemediklerini de kaydeden Prof. Dr. Tarhan, sözlerini ÅŸu ÅŸekilde tamamladı: Cehaletin en derin cehaleti deniliyor. Komplike cehalet... Eski tabiriyle cehl-i mürekkeb, bilmemek ve bilmediÄŸinin farkında olmamak. KiÅŸi cahildir, cahil olduÄŸunu bilmez. BilmediÄŸini bilmek de erdemdir. BilmediÄŸini bilmiyor. Hem de biliyor zannediyor. Bu kiÅŸiler ön yargıları en üst düzeyde olan insanlardır. Bunlardan uzak duracaksınız, kaçacaksınız.  Böyle insanlarla temas ederseniz, düzeltemezsiniz. Onlar bedel öderler. Genellikle çoÄŸunun en büyük bedeli de yalnızlaÅŸmasıdır. 

Ön yargılarımızı dağıtmak istiyorsak insanlarla temas kuracağız. Bir hata olduğu zaman Nerede hata yaptım ben diyeceğiz. Kendimizi tanıyacağız, değiştireceğiz, hatamızı düzelteceğiz, ilerleyeceğiz. Sosyal temas arttıkça ön yargı azalır. Diyalog ön yargının en büyük ilacıdır. Sosyal ortamlardan kaçmamak önemli.



Giriş: 01 Nisan 2024 | Güncelleme: 01 Nisan 2024 | Okunma: 121


Kaynak: Meryem Agan




Bu karekodu kullanarak haberi telefonunuzda görebilir ve paylaşabilirsiniz.