"Harşıt, Hem Geçilmezimiz. Hem de Vazgeçilmezimiz"

10 Temmuz 1964 tarihinde sorumsuz, idraksiz, ülküsüz bürokratların işgüzarlığı ile en az üç bin yıllık tarihi bir yerleşim yeri olan Harşit'in adı, Doğankent olarak değiştirildi.

876

Harşıt isminin kime ne zararı vardı bilmiyoruz. Bilen varsa söylesin. EÄŸer bu isim sakıncalıysa, o vadiden akan ırmaÄŸa niye hala HarÅŸit diyoruz? Resmi haritalardan HarÅŸit ismi niçin silinmedi? 

İttihat ve Terakki Partisi döneminde Osmanlı Devleti, elinde kalan son topraklarda yaÅŸayan azınlıkların hak talep etmemeleri için yerleÅŸim yerlerinin isimlerini deÄŸiÅŸtirme politikalarına baÅŸladı.  

Bu uygulama, ulus devlet kurma fikrinin babası Enver PaÅŸa'dan kalan ve hala yeni bir devlet kurulmasına raÄŸmen yürürlükte olan enteresan bir uygulamadır… Dünyada aklı başında hiçbir devlette örneÄŸine rastlanmaz… 

Ülkenin istikbali adına öne sürülen gerekçelerle, o tarihten günümüze kadar Ermenice, Rumca, Gürcüce, Kürtçe, Zazaca, Lazca, Süryanice olduÄŸu belirlenen yaklaşık elli bin yer ismi deÄŸiÅŸtirilmiş… 

Hatta bazıları birkaç defa deÄŸiÅŸtirilmiÅŸ. Elaziz, önce Elazık olmuÅŸ sonra Elazığ,  

Kabul edelim ki, o dönemin koÅŸullarında baÅŸka çareleri yoktu… Ülkenin toprak bütünlüğünü saÄŸlama, mülkiyet hakkını belirleme noktasında coÄŸrafik isimleri deÄŸiÅŸtirmeye mecbur kaldılar… Fakat bugüne gelindiÄŸinde, bir yerin ismini deÄŸiÅŸtirerek o yer üzerinde hak iddia etmek artık mümkün deÄŸil… Böyle bir argümanı kimse ciddiye almıyor. 

Türkiye'nin toprak bütünlüğünü tehdit eden, sınırlarını tartışmaya açan herhangi bir dava yok ortada… Dolayısıyla, geçmişte alınan yanlış kararların, daha fazla vakit geçirmeden düzeltilmesi, Ülkenin ve Milletin binlerce yıllık hafızası olan tarihi isimlerin tek tek yeniden Millete iade edilmesi gerekiyor… En azından bir Harşitli Çocuğu olarak, kendi memleketimin ismini geri istiyorum…

Aradan altmış yıl geçmesine raÄŸmen, hafızalardan silinmeye çalışılan HarÅŸit ismi, bugün aynı canlılık ve aynı coÅŸkuyla halk tarafından ziyadesiyle kullanılıyor… 

HarÅŸit, 1300'lü yılların başında, DoÄŸu Karadeniz Bölgesinde, Çepni Türklerinin ilk yerleÅŸtiÄŸi vadinin adıdır. Bu bölgeye yerleÅŸim öyle kolay bir ÅŸekilde gerçekleÅŸmedi…  Malazgirt Savaşı kadar namlı ve Alparslan'ın ordusu kadar düzenli sayılmasa da, 14.asır boyunca, bölgeyi yurt yapmak için, zamanın milis güçlerinin mücadele ettiÄŸi  bir çok savaÅŸ oldu… 

HarÅŸit, Anadolu'da ÅŸanlı ecdadımızın  kanlarıyla suladığı ilk yerlerden biridir… 

Vadi, fethedildiÄŸi günden itibaren ismi deÄŸiÅŸtirilmeden, ÅŸu ana kadar HarÅŸit adıyla anıldı… HarÅŸit isminin en az üç bin yıllık bir geçmiÅŸi var… Kelimenin kökeni de bilinmiyor… Yani Rumca mı, Farsça mı, İbranice mi olduÄŸu belli deÄŸil… O yüzden, HarÅŸit kelimesi hiçbir ulusun, kavmin tescilli malı olamaz… 

13. yüzyıldan önce konuÅŸulan tüm dillerde, kelimenin yaklaşık anlamı bulunmaya çalışılmış, ancak net bir bulgu ortaya konulamamıştır. Bu çabaların artık bir deÄŸeri yoktur… Çünkü HarÅŸit, Türk Milletinin egemenliÄŸine girdiÄŸinden beri, yaÅŸanan önemli hadiselerle, kendine baÅŸka bir anlam verdi artık… 700 yıla yakın bir süredir hakimiyetimiz altında kalan bu toprakları kolay yurt edinmedik. Kan verdik, can verdik… O ÅŸehitler ve gaziler, hatıralarda hep HarÅŸit ismiyle kaldılar… Osmanlı ve Rum arÅŸivlerinde bölgeye ait tüm belgeler HarÅŸit ismiyle saklandı…  Atalarımızın kimliÄŸinin en önemli parçası oldu HarÅŸit kelimesi… 

HarÅŸit kızı, HarÅŸit gelini, HarÅŸit torunu, HarÅŸit çocuÄŸu gibi tanımlamalar kullandık asırlar boyu… Bugün o vadinin çocuklarına nerelisin diye sorulduÄŸunda, sadece elli küsür yıllık bir yer ismiyle cevap verildiÄŸinde, orası da neresi karşılığı geliyor… 

1964 yılında aldıkları kararla, idrakten yoksun bürokratlar HarÅŸit ismini unutturmaya çalışmış ama, halk bu karara itibar etmemiÅŸtir… HarÅŸit isminin verdiÄŸi coÅŸku, vadisinden akan suyun coÅŸkusu gibi milletin gönlünde aynı ÅŸekilde kalmaya devam etmiÅŸtir. 

Bugün bile, Esnaf ve köylü her Pazar günü HarÅŸit Pazarında buluÅŸuyor… AlışveriÅŸler HarÅŸit Çarşısında yapılıyor… Yolun karşısına HarÅŸit Köprüsünden geçiliyor… Çocuklar HarÅŸit deresinde yüzüyor… Gençler, HarÅŸit çayında balık tutuyor… AÄŸzının tadını bilenler HarÅŸit ekmeÄŸi alıyor… Hastalar HarÅŸit Balı tadıyor… Erzurum'a, İran'a HarÅŸit yolundan gidiliyor… Yolda, HarÅŸit tünelinden geçiliyor… Yaylaya gidenler, mutlaka  Harşıt'ta duruyor, HarÅŸit pidesinden tadıyor… Tüccarlar, eksperler en kaliteli fındığın HarÅŸit fındığı olduÄŸunu biliyor… Tereyağın, peynirin, sütün, yoÄŸurdun, pestilin en kalitelisi Harşıt'ta…

Fasulyenin, patatesin, mısırın, etin ve yumurtanın en iyisi Harşıt'ta… Yolcular, HarÅŸit dolmuÅŸu, HarÅŸit otobüsü soruyor yolda… Daha birkaç sene evvel yapılan baraja bile HarÅŸit Barajı diyor bu Millet!.. Rusya'ya gidin, Ermenistan'a ve Yunanistan'a gidin Harşıt'ı unutmuÅŸlar mı sorun!... Gidin Türkiye'nin 81 vilayetini gezin… Yolda rast geldiklerinize Harşıt neresi deyin… On kiÅŸiden dokuzu doÄŸru cevap verecek, haritadaki yerini şıp diye gösterecektir… Aynı kiÅŸilere DoÄŸankent'in neresi olduÄŸunu sorun, on kiÅŸiden biri doÄŸru cevap verirse, ona madalya takın!... 

1960 ihtilali ile göreve gelen sorumsuz, düşüncesiz, tarih ve toplum bilincinden yoksun, ÅŸuursuz bürokratların 10 Temmuz 1964'te yaptığı bu önemli hatadan bir an önce dönülmesi elzemdir…  Birinci Dünya Savaşında düşman Anadolu'da iki kapıdan geçememiÅŸtir… Bunlardan biri Çanakkale, diÄŸeri de Harşıt'tır… Sayısı yüz bini bulan askeriyle o büyük düşman, küçük bir birliÄŸin ve milis kuvvetlerin olaÄŸanüstü gayretleri karşısında, HarÅŸit ırmağının batısına geçememiÅŸtir… 

1915-1917 yılları arasında özellikle 18 aylık bir dönemde ÅŸehitlerimizin dökülen kanlarıyla birlikte akmıştır HarÅŸit çayı… HarÅŸit'i unutmak, o muhteÅŸem HarÅŸit Savunmasını unutmaktır. HarÅŸit'i unutmak, o amansız mücadelede ÅŸehit ve gazi olan ecdadı unutmaktır, HarÅŸit'i unutmak, o yıllarda çekilen çileleri, sefaleti, yokluÄŸu, yoksulluÄŸu unutmaktır. HarÅŸit'i unutmak, o derin hatıraları, ecdadın vasiyetini ve bıraktığı mirasını unutmaktır. 

HarÅŸit Vadisi evlatları olarak, atalarımızın tarihi ve kültürel mirasını gelecek kuÅŸaklara aktarma konusunda sorumluluÄŸumuzun farkındayız... 

Dün bazı ÅŸeyleri düşünmeye imkan ve fırsat yoktu. Ancak bugün zamanı geldi geçiyor... 

1916-1917 yıllarında tam 18 ay boyunca tam donanımlı yüzbinlerce Rus askerini HarÅŸit kırsalında büyük kahramanlıklar göstererek durduran ÅŸanlı ecdadımızın, HarÅŸit ismiyle yaÅŸayan altı asırlık tüm geçmiÅŸini gün yüzüne çıkarmak, o efsanevi mücadelenin anıtını ilçe meydanına dikmek boynumuzun borcudur... 

Çünkü Harşit, Koca, koskoca bir kültürün adıdır... Şehitlerin, gazilerin, vatan savunmasının yazılmayan kitabıdır... Kuvayi Milliye'nin ana rahmidir… Açlık ve sefaletin, hastalık ve yokluğun yurt sevgisine mağlup olduğu yerdir… Muhteşem bir tarihin, atalarımızın, dedelerimizin mirasıdır... Çanakkale'yi geçemeyen düşmanın Kafkaslarda durdurulduğu son noktadır. Harşit, hem geçilmezimiz, hem de vazgeçilmezimizdir.



Giriş: 15 Şubat 2022 | Güncelleme: 15 Şubat 2022 | Okunma: 876


Kaynak: İsmail Bayram




Bu karekodu kullanarak haberi telefonunuzda görebilir ve paylaşabilirsiniz.