Kendine has güzelliği ve konumu ile dikkatleri çeken Atkoyağı yaylası Dandı ahalisinin eskiden beri yaylak olarak kullandığı bir yerdir. Güce ilçesinin Tekkeköy köyüne bağlı bir yayla olan Atkoyağı, her ne kadar Tekkeköy'e bağlı olsa da Gümüşhane toprakları içerisinde yer almaktadır. Gümüşhane Valiliği Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğünün çevre durum raporlarında, içerisinde Atkoyağı, Kekre, Topucak, Ayderesi, Karaşeyh, Boynuyolu, Kanyaş, Yaraş'ın da bulunduğu bazı yaylaların Giresunlu yaylacılar tarafından kullanıldığı belirtilmektedir. Tekkeköy, 2005 yılına kadar Tirebolu ilçesine bağlı iken bu tarihten sonra Güce'ye bağlanmıştır. Yaylanın rakımı yaklaşık 2020 metredir. Barajı gören sırtta bu rakam 2050 metreye, Tuzlak denilen alanda 2100 metreye çıkmaktadır.
Yaylanın Atkoyağı olarak adlandırılması atların orada konuşlandıklarından olsa gerek. TDK'ya göre koyak /koyağı 1. Coğrafı kavram olarak vadi, 2- jeolojik terim olarak, karalarda akarsu aşındırmasıyla oluşmuş, bir yöne doğru eğimli, uzunluğuna çukurluk. 3. İsim olarak halk ağzında ise Dağlar ve kayalıklarda oluşmuş doğal çukur olarak ifade edilmektedir. Haliyle bu coğrafi alanda atların bolca bulunması bu adın verilmesi hususunu güçlü hale getiriyor. Diğer taraftan at oynatılırmış buralarda. Taşbaşı denilen yerden ata binip obaya gelip giderlermiş at severler. Heves ederlermiş at oynatmaya. Diğer bir rivayet ise, Emin Ağa denilen bir adamın at kovduğundan bahisle buranın adının Atkovağı olarak adlandırıldığıdır. Emin Ağa oraların, yaylaların ağasıymış.
Atkoyağı yaylasının eski bir yerleşim birimi olduğu ifade edilmektedir. Eskiden maden işletmeciliği yapıldığı oradaki kalıntılardan anlaşılmaktadır. Eritilmiş demir kalıntıları, eski taş kömürü kalıntılarına rastlanmıştır.
Yayla ilk zamanlarda komşu yaylalarla dava konusu olmuştur. Bu anlamda zaman zaman kavgalar, gürültüler meydana gelmiştir.
Eskiden yol olmadığı dönemlerde sabahtan yola çıkan halk Dandı ile Boynuyolu arasındaki sapaktan eski patika yolu takip ederek Yaşmaklı Depelan'a varırlar, orada bir mola verip yiyip içerlerdi. Orada iki tane kahve yer alıyordu. Birisi girişteki Bekirgil'in, diğeri çeşmenin yanındaki Arifgil'in kahvesi idi. Sonra Ağaçbaşı üzerinden Bakacak'a varıp etrafı seyrederlerdi. Bakacak istikametinden doğru Kurugöl ve ardından Sarıyer'i geçince ileride yolun altındaki handa mola veriliyormuş. Burası uzak yaylalara, obalara gidenlerin konakladıkları yerdi. Topucak'tan aşağı ikindi vakitlerinde yaylaya varırlardı yaylacılar. Tabi ki türküler, maniler eşliğinde. Eşyalar katırlarla götürülürdü.
Şimdilerde yaylaya ulaşım Ağaçbaşı yaylası üzerinden iki temel yol ile sağlanmaktadır. Birincisi dağların tepelerini takip ederek Bakacak istikametinden doğru Kurugöl, Sarıyer, Uykutaşı, Topucakbeli ve oradan Atkoyağına, ikincisi ve daha az kullanılan yol ise Ağaçbaşı'nın alt kısmından Sakar, Çökelekkayası, Bey Yurt yaylasından Kadı obası ve oradan Atkoyağı'na ulaşmaktadır. Bey deresi halkın koyun yünü, çamaşır, kilim gibi eşyalarını yıkadıkları yerdi. Deredeki taşlar doğal oyulmuş tekne gibi olduğundan yayla ahalisi bu taşları tekne niyetine kullanmışlardır. Orada ocak ateşi yakıp kazanlarla su ısıtılırdı.
Tuzlak denilen yer yaylanın üst kısmında yer almaktadır. Eskiden hayvanlar toplu olarak orada tuzlandıkları için bu ad ile anılır olmuş. Hayvanların sağlıklı olarak büyümesi, hastalıklara karşı direnç kazanması, düzgün işleyen bir vücut yapısı için tuz ihtiyacı vardır. Burası yaylaların aynı zamanda oyun sahası olarak hizmet vermiştir. Özellikle futbol maçları çok oynanıyordu. Ağalık tuzlağı diye adlandırılan yer de varmış burada. Ağalık sülalesinin evleri buraya yakın olduğundan bu adla anılmış.
Tuzlak'ın sol tarafında Keltepe var. Orada kime ait olduğu bilinmeyen bir ocağın olduğu söylenmektedir. Etrafı taşlarla çevrilmiş. Tuzlak'ın sağ tarafında Tavşan tepesinde de ocak olduğu rivayet ediliyor. Onun sağındaki Çağmanlı ise bol ormanlık alan. Yaylanın odun ihtiyacı karşılanıyormuş buradan. Çağman gıranının aşağısında bol otlak varmış eskiden. Buğday ekiliyormuş o zamanlar. Zaten yaylada buğday, arpa ve patates ekildiği bilinmektedir.
Küçükdüz ve Büyüzdüz'den aşağısı bakan yerde Gelevera barajı harika manzarası ile büyülüyor. Büyükdüz'ün aşağısında Kuş taşı denilen alanda ise sandığa benzeyen kesik bir taş vardır. Bunun üst kısmında oyuk bir yer var ki kartal yuvası. Büyükdüz'ün yukarısındaki tepede İşaret Tepesi karşılıyor insanları. Burası etrafa hâkim bir konumdadır. Ateş yakılıyormuş eskiden burada. Haberleşme amaçlı olarak obadan obaya çağrışma yeri olarak kullanılmış. Sesler yankılanıyormuş. Boklutaş denilen yerin adının ise hayvanların özellikle keçilerin taşları pislemesinden dolayı verildiği ifade edilmektedir. Onun ilerisinde Eyüp kayası var. Eyüp denilen kişinin evi varmış kayanın yanında. Mağara gibi girişleri olan küçük tepe üzerinde bir yer burası. Eyüp kayasının önünde halı sayvanı var. Halı sayvanının yukarı kısmında saman ini var. Eskiden hayvan otu ve samanlarının burada saklandığı ifade ediliyor. Küçükdüz'den aşağı Böğürtlenbükü'ne giden bir patika yol var ki ince çamlık ağaçlarının arasından sanki mazide yol alınıyor gibi geçilerek gidiliyor.
Yayla, alt oba, üst oba ve Sadaklı obalarından oluşuyor. Eskiden Harşit'in Sadaklı Mahallesi halkı burada yaşıyormuş. Zaten adını da buradan almış. Orada her gün çocuk ve it dalaşı oluyormuş. Mal çok olduğu için it de çok oluyordu o zamanlar. Alt obada Kıyıköylüler ve Çöcenliler, üst obanın bir kısmında Dandı'lı, Kıyıköylü yer alırken Sadaklı ise tamamen Dandı'lı ahalisinden oluşmaktadır.
Yaylanın alt obasındaki caminin çevresinde mezarlık vardır. Tarihi bir mezarlık burası. Taşlarla çevrilmiş etrafı. Eskiden yaylada vefat edenler yol uzak olduğu için buralara defnedilirmiş.
Şimdilerde Atkoyağı yaylası yaz döneminde hızlı nüfuslanmanın yaşandığı bir yayla vaziyeti almış durumda. O nedenle yayla evleri hızla artmıştır. Geçtiğimiz yıl yayla ahalisi aralarında para toplayarak hanelerine elektriği ulaştırmışlardır. Geleceğin bölge turizmi açısından çok önemli olacağı şimdiden görülüyor.
Okunma Sayısı: 501