Kazıkbeli önlerinden doğan ve Harşit Çayı'na dökülen Kavraz deresinin yayla muhitinde, Giresun Gümüşhane il sınırında yer alır Asarkaya. Yayla halk arasında tamamıyla Asarkaya olarak bilinip söylense de resmi kayıtlarda Hisarkaya olarak da geçmektedir.
Burası öncesinde Kavraz köyü sınırları içerisinde yer alan bir mevki idi. Kavraz köyü, Hisarkaya, Başyurt, Yanıkmerek, Patanlı, Pinti, Zıvaslı ve Abadan yaylalarından müteşekkil bir yer olup cumhuriyet dönemine kadar köy statüsünde idi. Kavraz köyünün alanı Alaat, Orta ve Zıvaslı yaylakları hariç olmak üzere Bayındırlık ve İskân Bakanlığı tarafından 10 Nisan 1987'de dönemin Doğankent Belediye Başkanı Şenol Tekin'in gayretleriyle belediye mücavir alanı olarak onaylanmıştır. Haliyle Asarkaya da belediye mücavir alanı içerisine alınmış oldu.
Asarkaya adının menşei ile ilgili bir takım görüşler ileri sürülmektedir. Bunlardan birincisine göre burada önceleri suçları sabit görülenler ya da suçlu olarak yargılananlar yaylanın üst tarafındaki kayalıklarda asılarak idam ediliyormuş. Bu söylem özellikle Kavraz köyü ağası olarak bilinen Çayan Ağa'ya atfedilmektedir. Çayan ağa Kavraz'da yaşarken emrine itaat etmeyenleri obanın başındaki Asarkaya denilen yerden aşağı asarmış. İkinci rivayette ise, Osmanlı döneminde kayalıkların olduğu yerde devlet görevlileri tarafından tarımsal üretim yapan köylülerin ürünleri üzerinden Aşar Vergisi toplandığı, dolayısıyla aşar toplanan kayalık anlamında kullanıldığı belirtilmektedir. Asar kelimesi yapıtlar, yapılar, eserler anlamına da gelmekte olup çoğul bir kelimedir.
Asarkaya yaylasına adını veren kayalıklar yaylanın hemen üst tarafında yer almaktadır. Doğal bir kayalık olan olarak kale gibi bir görüntüye sahip olup içerisinde yer yer oyuklar ve geçiş noktaları bulunmaktadır. Obadan yüzde derin bir mağara yer alır. Buranın Çayan Ağa'nın mekânı olduğu da söylenmektedir. Çünkü kayalıkların hemen yakınlarında Çayan yurdu olduğu biliniyor. Defineciler tarafından kazı çalışması yapılarak birçok yeri tahrip edilmiştir. Kayalıkların hemen arkasında zirveye doğru kırk harman denen yer olup burada ekin tarlaları yer alıyormuş eskiden. Ekin tarlalarının halen sınırları mevcuttur. Buğdayları nakletmek için kağnı yolu yapılmış ve çokça da kullanılmış. Zirveye doğru gidildikçe Ay deresi başına varılmaktadır.
Rakımı ortalama 1800 metre olan ve Kavraz deresi kenarında kurulan yaylanın Harşit ilçe merkezine uzaklığı 39 km, Dandı Deregözüne 34 km ve Kazıkbeli yaylasına yaklaşık 10 km'dir. Obanın kenarından Başyurt obuzu akmakta ve bu obuz Kavraz deresine karışmaktadır.
Kavraz köyüne ait 3 Ekim 1937 tarihinde düzenlenmiş olan mülkiyet hesap cetveline göre köyde; Asarkaya (Hisarkaya yaylağı) mevkiinde 32 vergi mükellefinin ve arazilerinin hususiyetleri ile birlikte kayıtlarının bulunduğu anlaşılıyor. Şimdilerde büyük çoğunluğu mera kanunu kapsamında olan yaylada kayıtlı 45 hane bulunmakta olup bu hanelerden 5 tanesi yaz boyu sürekli yaylada kalmakta, diğerleri hafta sonları zamanını burada geçirmektedirler.
Asarkaya eskiden Harşit Ağalarının yaylası olarak biliniyordu. Ama öncesinde Çayan Ağa'nın uhdesinde olan bir yerdi. Çayan Ağa 1800’lü yılların ortalarında çıkan isyan ve yandığı söylenen askerlerin sorumlusu olarak gösterildiğinden buraları terk etmişti. Çayanların bir kısmının Sivas'a oradan da Amasya Gümüşhacıköy’e yerleştiği ifade ediliyor. Mahir Çayan'ın bu sülaleye mensup olduğu rivayet edilmektedir. Bu sülale ile yapılan görüşmelerde kendilerinin Kürtün-i Zir'den geldiklerini söylemişledir.
Bugün soyadları Özden, Öztürk, Tekin ve Turfan bilinen Osmanlıoğulları, Şahin ve Özdenlerin bir kısmı olarak Fırıkoğulları, Sağlam ve Şağban olarak bilinen, Mürselgil de denilen Karamustafaoğulları sülalesi bu yaylanın yerleşimcileri arasındadır. Özellikle ticaretle uğraşanların Kazıkbeli ve Güvende üçgeninin ortasında yer alması nedeniyle burayı kendilerine daha uygun bir yerleşim yeri olarak seçtikleri söylenmektedir. Burası çevre alanlara göre daha sıcaktır ve pek sis çökmemektedir. Uyku taşı denilen yerin altına duman indiği pek görülmemiştir. O nedenle eskiden beri köy alanı olarak seçilmesi tesadüfi değildir. Kavraz deresi kenarında yol güzergâhında olduğu için diğer yaylalara göç edenlerin, kervanların geçişine sahne oluyordu burası. Eskiden evler genelde Kavraz deresi kenarında sıralanıyormuş su meselesi yüzünden. Daha sonra teknoloji geliştikçe, su yukarılara taşındıkça evler de yukarılara, kayalıklara doğru yapılmaya başlanmış. Dere kenarına üstü açık küçük bir mescit yapılmış namaz kılınması için. Yağışlı havalarda evlerde namaz kılınıyor, Cuma namazına ise Yanık Merek'e gidiliyormuş.
Asarkaya'nın hemen yanı başında bulunan Başyurt yaylası Asarkaya'dan ayrılmıştır. 1953 yılına kadar Harşit nahiye ve köyleri Kürtün ile birlikte Torul'a bağlı idi. Anlatılanlara göre, Harşit ve Asarkaya eşraflarından Fahri Ağa'nın büyük dedesi Mahmut Ağa'nın kızı Araköy'de Tahir Ağa denilen adamın oğlu ile evlenerek gelin olarak gitmiş. Fakat kız hasrete dayanamayarak, baba geleyim de sizin yanınızda durayım yaylada demiş. Mahmut Ağa ilk başlarda bunu kabul etmemiş. Ancak kızın amcası Mehmet Ağa'nın telkinleri ile Başyurt'a bir ev yapılmış. Mahmut Ağa esasında kızına 300 evleklik yer vermiş senetle. Evlek, dönümün yaklaşık dörtte birine eşit olan alan ölçüsü birimidir. Kadın bir sene sonra orada tek hane olarak duramayacağını söyleyerek beni ya içinize alın ya da ben komşu getireyim demiş. Bir süre sonra kayınbiraderi gelip yerleşmiş. Bu şekilde evler çoğalmış. Burası zamanla Araköylülerin yaylası olarak dillendirilmeye başlamış. Sonrasında Başyurt köy tüzel kişiliğini kaybederek mera statüsüne geçmiş. Yaylacılık kültüründe her yaylanın bir oba içi vardır ve oba içinde mal otlatılmaz. Başyurt yaylasını mesken tutan ve haneleri 10'a kadar ulaşan Araköylüler zamanla 300 – 500 hatta 1000 kadar koyun sahiplerine gırtıl karşılığı otlatma alanı vermişler. Akçaabat, Tonya, Şalpazarı gibi yerlerden hayvan sahipleri gelmiş buralara. Bunlar Asarkaya topraklarını ihlal ederek hayvanların otlatma sahalarına girdikleri için çokça kavgalar yaşanmış. Bu dağlar kıran kırana dövüşlere sahne olmuş. Kamyonlarla Dandı köyünden Harşit'ten adam kaldırılmış yaylaya. Kavga, gürültü işi çok olmuş ama neyse ki can kaybı yaşanmamış. Yıllarca süren mahkeme davaları olmuş. Mahkeme nihayetinde takipsizlik kararı vermiş.
Asarkaya için has yayla tabiri kullanılır tıpkı Kekre yaylası gibi. Toprağı bol ve bereketlidir. Hayvanlar has ottan beslendikleri için daha kaliteli hayvansal ürünler elde edilir burada. Topuk ot ise ham ot olarak bilinmektedir. Has ot ile ham otun verimi aynı değildir. Süt, tereyağı ve etin kalitesi oldukça fark eder. Şimdilerde sayıları oldukça az olsa da eskiden her hanede çokça hayvan vardı. Hayvanlar ottan iyi beslendikleri için ağırlıkları da fazla geliyordu. Tuzlak denilen yerde hayvanları tuzluyorlarmış birçok yaylada olduğu gibi.
Buralarda özellikle kekik otu oldukça yaygındır. Başyurt, Lanetleme, Kekre güzergâhına doğru bol kekik otu bulunmaktadır. Adı sanı bilinmeyen birçok ot türü de yer alır bu sahalarda. Görsel olarak papatya çiçeğinin yaygınlığı dikkatleri üzerine çekmektedir. Eskiden buğday ve arpa ekiliyormuş buralarda. Kiraz, armut, erik, çilek, fasulye, bezelye, lahana gibi tarımsal ürünler de bolca bulunmaktadır. Şebinkarahisar, Amasya gibi yerlerden getirilen kiraz ağaçları bile burada oldukça iyi ürün vermektedir. Ancak ürünler kuş istilasına uğramaktadır. Fahri'nin Hüseyin Özden çilekleri kuşlar istila etmesin diye tarla kenarlarına kelek takıp ucuna da ip bağlayıp evden doğru arası sıra sallıyormuş kuşları uzaklaştırmak için. Kayalıkların olduğu yerlerde kuzukulağı oluyormuş ve ahali toplayıp yiyormuş eskiden.
Şimdilerde Asarkaya geçmişiyle, yaşanmışlıklarıyla, etrafını saran acı tatlı hatıralarıyla Kavraz Deresinin yayla muhitinde varlığını devam ettiriyor. Ama dağların sessizliğini derinden hissederek. Çünkü eski şenlik, eski muhabbet havası yok. Harşit ilçe merkezinden başlayıp Dandı üzerinden devam eden Kavraz vadisi boyunca Kazıkbeli'ne giden kestirme ve güvenlikli bu yolun genişletilip betonlanarak buraların canlandırılması hakkı olsa gerek.
Yazılı Kaynaklar:
1- Kavraz köyü Mülkiyet Hesap cetveli
Sözlü Kaynaklar:
2-Kişisel görüşme: Emin Ali Şahin, Ahmet Sağlam, Yusuf Özden, Mehmet Şağlam [Muhtar], Turan Sağlam, Has
Okunma Sayısı: 41