"Sıkıştırılmış iş haftaları düzenlemesi, verimi ve iş kalitesini artırıyor…"

Haftada 5 yerine 4 gün çalışarak aynı maaşı almak mümkün olabilir mi

254

Değişen yaşam koşullarına paralel olarak çalışma şekilleri de değişimden payını alıyor. Dünya genelinde özellikle Covid-19 süreci ile uzaktan çalışmanın birçok sektörde zorunlu olarak uygulanması, çalışma yaşamında yeni çalışma biçimlerini gündeme getiriyor. Şimdi dünyada şu sorunun yanıtı aranıyor: Haftada beş gün yerine dört gün çalışarak aynı maaşı almak mümkün olabilir mi. Uzmanlar, bir esnek çalışma yöntemi olan sıkıştırılmış iş haftaları düzenlemesinin birçok ülkede uygulandığına dikkat çekiyor. Bu yöntemde örneğin haftalık 5 gün olan çalışma programı, beş günden daha az zamana sıkıştırılıyor. Örneğin günlük 8 saatlik çalışma yerine günde 10 saat ve haftada 4 gün olarak düzenleme yapılıyor. Uzmanlar bu yöntemin verimliği ve iş kalitesini artırdığını vurguluyor.

Üsküdar Üniversitesi İletişim Fakültesi Reklam Tasarımı ve İletişimi Bölüm Başkanı Doç. Dr. Dinçer Atlı, özellikle Covid-19 süreciyle birlikte uzaktan çalışmanın birçok sektörde zorunlu olarak uygulanmasının çalışma yaşamında yeni çalışma biçimlerinin tekrar gündeme gelmesine neden olduğuna dikkat çekti.

Çalışma, mutluluk kaynağı olamaz mı

Doç. Dr. Dinçer Atlı, çalışma eyleminin tarih boyunca zahmet, meşakkat gibi anlamlar taşıdığını belirterek şunları söyledi: Eski Yunan'da çalışma anlamında kullanılan ponos sözcüğü sıkıntı verici görev duygusu anlamına geliyordu. Latince'deki poena sözcüğü de benzer bir anlama sahip olarak dert, keder acı anlamı taşır. Göktürkçe'de ise emek sözcüğü emge sözcüğünden geliyor ve zahmet, eziyet acı anlamına geliyor. Peki emek ve çalışma zahmet ve sıkıntı ile eşdeğer olmak zorunda mı? Çalışmak mutluluk kaynağı olamaz mı. Bu bağlamda, Sigmund Freud Mutluluk nedir. sorusuna Sevmek ve çalışmaktır yanıtını veriyor. Karl Marx ise yabancılaşma olmadığı sürece çalışma eylemini doğal bir eylem olarak keyif ve mutluluk kaynağı olarak görür. Çalışma sürelerinin kısaltılması konuşulurken Bertrand Russell'a değinmeden geçmek olmaz. Russell, 1935 yılında yayınladığı Aylaklığa Övgü adlı denemesinde modern teknolojiler sayesinde uygarlığa zarar vermeksizin boş vakti insanlar arasında pay etmenin mümkün olduğunu söylüyor. Russell, bu konuda oldukça cüretkârdır ve çalışma saatlerinin günde 4 saate indirilmesini ve geri kalan zamanı insanların kendileri için harcamalarını önerir.

Covid-19 süreci yeni çalışma biçimlerini getirdi

Günümüzde Russell'ın önerdiÄŸi kadar ütopik olmasa da ücret kesintisi olmadan çalışma sürelerinin kısaltılması ile ilgili bazı ülkelerde tartışma ve uygulamalar baÅŸladığını kaydeden Doç. Dr. Dinçer Atlı, dünyada Covid-19 süreci ile birlikte uzaktan çalışmanın birçok sektörde zorunlu olarak uygulanmasının, çalışma yaÅŸamında yeni çalışma biçimlerinin tekrar gündeme gelmesine neden olduÄŸunu kaydetti. 

Dört günlük çalışma düzeni gündeme geldi

Doç. Dr. Dinçer Atlı, Özellikle Ä°zlanda, Japonya, Yeni Zelanda, Almanya, Finlandiya, Ä°spanya ve Ä°ngiltere gibi ülkelerde ücret kesintisi olmadan azaltılmış çalışma saatlerinin ya da diÄŸer deyiÅŸle haftada dört günlük çalışma düzeni konusunda sendikalar, sivil toplum örgütleri ve bazı politikacıların baÅŸlattığı tartışmalar gündemde yer tutmaya baÅŸladı. dedi. 

Çalışma saati düştü, verimlilik arttı

Bu baÄŸlamda ilginç geliÅŸmelerden birinin 2015-2019 yılları arasından Ä°zland'da yaÅŸandığını kaydeden Doç. Dr. Dinçer Atlı, Ä°zlanda'da 2015 yılında BSRB- Devlet ve Belediye Çalışanları Federasyonu (BSRB), Reykjavík Belediyesi ve merkezi hükümet tarafından gerçekleÅŸtirilen dünyanın en büyük çalışma deneyinde 2 bin 500 işçi ile pilot bir çalışma yapıldı. Ardından 2017 yılında BSRB ile hükümet arasında 440 çalışanın katıldığı ikinci deney yapıldı. Ä°zlanda'daki Sürdürülebilirlik ve Demokrasi DerneÄŸi (Alda) ve Ä°ngiltere'deki Autonomy DerneÄŸi'nin ortak analizine göre, ülke nüfusunun yüzde 1'ine karşılık gelen bu deneylerin sonucunda ücretlerde azalma olmadan çalışma saatleri haftada 40 saat yerine 35-36 saate düşürüldüğünde verimlilik ya aynı kaldı ya da arttı. Bunun yanında deneye katılanlarda stres ve tükenmiÅŸlik hissi azaldı, saÄŸlık ve iÅŸ-yaÅŸam dengesinde önemli ölçüde iyileÅŸme yarattığı görüldü. diye konuÅŸtu. 

İzlanda'da hayata geçiriliyor

Yapılan bu denemelerin, İzlanda'daki sendikaları işçilerin çalışma modellerini işverenlerle yeniden görüşmeye yönelttiğini ifade eden Doç. Dr. Dinçer Atlı, 2019-2021 döneminde çalışanlar sendikaları aracılığıyla iş sözleşmelerine azaltılmış çalışma saatlerini ekletmeyi başardılar. Aynı ücrete bir gün daha az çalışma modeli 2021 Haziran ayı itibarıyla İzlanda’daki çalışanlar %86'sı için uygulanan ya da çok yakın gelecekte uygulanacak bir düzenleme olarak hayat buluyor. İzlanda'da ilerleyen tarihlerde haftada dört gün çalışma modelinin kalıcı olması ve tüm iş kollarına yayılması öngörülüyor. dedi.

Ä°zlanda'daki uygulama ilham verebilir

Doç. Dr. Dinçer Atlı, sözlerine şöyle devam etti: İzlanda'da kamu kesiminde başlayan ve özel sektörde de uygulama alanı bulan ücret kesintisi olmadan azaltılmış çalışma saatleri, günümüzde dünyanın diğer ülkelerinden çalışanlar ve işverenler için de ilham kaynağı. Bu bağlamda sendika ve sivil toplum örgütlerinin tartışmaya açtığı bu çalışma düzenlemesi dünyada henüz yaygın uygulama alanı bulamasa da Japonya, Yeni Zelanda, Almanya, Finlandiya, İspanya ve İngiltere gibi ülkelerde tartışılıyor.

Bir esnek çalışma yöntemi: Sıkıştırılmış iş haftaları düzenlemesi

Bu konuya yakın bir uygulama olarak sıkıştırılmış iÅŸ haftaları düzenlemesine deÄŸinen Doç. Dr. Dinçer Atlı, Bir esnek çalışma yöntemi olan sıkıştırılmış iÅŸ haftaları düzenlemesi ise insan kaynakları uygulamalarında yer alan bir yöntem. Bu yöntemde örneÄŸin haftalık 5 gün olan çalışma programı beÅŸ günden daha az zamana sıkıştırılıyor. ÖrneÄŸin günlük 8 saatlik çalışma yerine günde 10 saat ve haftada 4 gün olarak düzenleme yapılıyor. ABD, Yeni Zelanda, Avustralya, Ä°ngiltere, Almanya gibi ülkelerde uygulama alanı bulan bu düzenlemelerde genellikle Ä°zlanda örneÄŸindeki gibi toplam çalışma süresi azaltılmıyor çalışma süreleri belirli günlere sıkıştırılıyor. diye konuÅŸtu. 

Bu yöntemler verimi artırıyor

Doç. Dr. Dinçer Atlı, bu çalışma yöntemlerinin iş yerindeki verimi düşürmediğini, hatta artırdığını belirterek çalışanların üretkenliğine ve iyi oluş haline katkı sunan İzlanda örneği tarzı uygulamaların ya da yerine göre bir esnek çalışma yöntemi olan sıkıştırılmış iş haftaları düzenlemesi gibi uygulamaların önümüzdeki süreçte daha çok tartışılacağını söyledi.

Verimlilik ve iş kalitesi artıyor

Bu uygulamaların dünyanın çeÅŸitli ülkelerinde daha fazla oranda uygulama alanı bulacağını kaydeden Doç. Dr. Dinçer Atlı, Zira araÅŸtırmalar da gösteriyor ki çalışanlar iÅŸ yoÄŸunluÄŸu ve iÅŸ stresinden uzaklaşır ve iÅŸverenleri ile gönül bağı içerisinde olurlarsa hem verimlilik hem de iÅŸ kalitesi artıyor. Verimlilik ve iÅŸ kalitesinin artması iÅŸverenler için karlılık anlamına geldiÄŸi için de hem çalışan hem iÅŸveren hem de müşteriler açısından bir kazan kazan durumu oluÅŸturuyor. dedi.  



Giriş: 25 Ağustos 2021 | Güncelleme: 25 Ağustos 2021 | Okunma: 254


Kaynak: Ali Aksoy




Bu karekodu kullanarak haberi telefonunuzda görebilir ve paylaşabilirsiniz.