"İsrail Lübnan Anlaşması ve Doğu Akdeniz'deki Yeni Yapılanma"

Dünyada dengelerin hızla değişmesi, küslerin barışmasına, safların yeniden belirlenmesine yol açacak gibi…

841

Mesela İsrail'in KariÅŸ sahasında gaz arama ve çıkarma iÅŸlemlerini tamamlamasından sonra,-bölgede gaz olduÄŸunun kesinlik kazanmasıyla-Lübnan ile İsrail arasındaki siyasi iliÅŸkiler olumlu yönde etkilendi. Esasen Lübnan ve İsrail arasında yıllardır çatışma olmamasına raÄŸmen halen daha ateÅŸkes anlaÅŸması imzalanmış deÄŸildi. İki ülke teknik olarak hâlâ savaÅŸ içinde olmalarına raÄŸmen, birbirine bitiÅŸik olan deniz yetki alanlarının belirlenmesi konusundaki görüşmeleri kesintili olsa da devam ettirdi. Lübnan'ın güney sahili ve İsrail'in kuzey sahili açıklarında yer alan Kana ve KariÅŸ sahalarında zengin hidrokarbon yataklarının var olduÄŸunun kesinleÅŸmesi, İsrail'in KariÅŸ bölgesinden fiziken doÄŸalgaz çıkarımına baÅŸlaması iki ülke arasındaki gerginliÄŸi azalttı. Özellikle Lübnan'ın yıllardır politik ve ekonomik krizle boÄŸuÅŸması, İsrail ile daha iyi iliÅŸkiler içinde olması düşüncesini de tetikledi. 

Doğu Akdeniz'deki hidrokarbon yatakları üzerinde fiilen hakkı olmamasına rağmen bunu rakip ülkelere karşı koz olarak kullanmak isteyen ABD fırsatı kaçırmadı ve 2020 yılında arabulucu olarak Lübnan ile İsrail arasındaki anlaşmazlığın arasına girdi. Konuya İngiltere'nin ve Fransa'nın da fiilen katılımı ile 11 Ekim 2022 günü taraflar anlaştılar. (Lübnan siyasetinde ve halkın yaşamında söz sahibi olan Hizbullah'ın da bu konuya sıcak yaklaşması, bu anlaşmayı olumlu etkiledi.)

Bugüne kadar benzeri olmayan bu anlaşmaya göre, Kariş bölgesinin tüm hakları İsrail'e, Kana bölgesinin tüm hakları da Lübnan'a ait olacak. Kana bölgesinin küçük bir kısmının İsrail'in deniz yetki alanı içine girmesi nedeni ile, bölgeden doğalgazı Fransız Total şirketi çıkaracak. Bu şirketin hisselerinin bir kısmına İsrail sahip olacak. İsrail, Kana bölgesinden çıkacak doğalgazdan değil ama Total'ın bu bölgeden elde ettiği kardan pay alacak.

Gelelim Türkiye'ye, Türkiye'nin, 1958 ve 1960 Dünya Deniz Hukuku Konferanslarına göre belirlediği Münhasır Ekonomik Bölgesi konusunda ısrarlı olması Doğu Akdeniz'de yeni bir yapılaşmanın başlangıcını oluşturdu. Bu gelişmeyi de Ukrayna'daki savaş ile İran'daki kriz hızlandırdı.

ABD'nin, İsrail ile Lübnan arasındaki Münhasır Ekonomik Bölge (MEB) belirleme görüşmelerinde aracı buluculuk yapmış olması nedeni ile Rusya da, Suriye ile Lübnan arasındaki MEB belirleme görüşmelerinde aktif rol almak istemekte.  

Doğu Akdeniz'deki yeniden yapılanmanın içinde ABD, Rusya ve Türkiye'nin yer alması, Güney Kıbrıs Rum Yönetimini (GKRY) bayağı tedirgin etmiş durumda. Avrupa Birliğinin ekonomik ve siyasi sıkıntılarla boğuşmaya başlaması, küresel ligde küme düşmenin eşiğine sürüklenmiş olması, Yunanistan'ın ve GKRY'nin bölgesel gücünü zayıflattı. Doğu Akdeniz'de varlıklarını ve taleplerini güçlendirmek için İsrail, Mısır, Ürdün ve Lübnan ile kurdukları ittifaklar önemlerini yitirdi.GKRY'nin tek taraflı ilan ettiği MEB'nin kabul görmemesi ve Yunanistan'ın sinsice hazırlattığı Sevilla Haritasının ABD ve AB tarafından geçersiz ilan edilmesi hem Yunanistan'ı hem de GKRY'i Doğu Akdeniz'deki gelişmelerin dışına itti, uluslararası arenadaki güçlerini kırdı.

Türkiye'nin Libya ile yaptığı kıta sahanlığı anlaÅŸması, İsrail ve Mısır ile yeniden iliÅŸkilerin normalleÅŸmesi için attığı adımlar DoÄŸu Akdeniz'de baÅŸlayan yeni yapılaÅŸmada Türkiye'nin üstünlüğü ortaya koymaya baÅŸladı. 

Tüm bunlara ilaveten KKTC'nin Türk Devletleri TeÅŸkilatına gözlemci üye olarak kabul edilmesi, Türk Devletleri TeÅŸkilatının sınırlarını DoÄŸu Akdeniz'in ortalarına kadar uzattı. Yunanistan ve GKRY'nin arkasında gerileme dönemine girmiÅŸ olan Avrupa BirliÄŸi yer alırken, Türkiye ve KKTC'nin arkasında yıldızı yeniden parlamaya baÅŸlamış olan Türk Devletleri TeÅŸkilatı var artık. Bölgedeki dengeler Türkiye ve KKTC lehine deÄŸiÅŸmiÅŸ durumda.   

Bu yeni geliÅŸme bölgedeki kıyıdaÅŸ ülkelerin münhasır ekonomik bölgelerin sınırlarını ve çıkarılacak olan doÄŸalgazın sevkiyat yolunu da etkilemeye baÅŸladı.  

İsrail, DoÄŸu Akdeniz'de çıkarmaya baÅŸladığı doÄŸalgazı Türkiye üzerinden Avrupa kıtasına göndermeyi gündemine aldı. GKRY, bölgede yalnız ve alternatifsiz kaldığı için bir gün ihraç edebileceÄŸi doÄŸalgaz çıkarmayı baÅŸarabilirse bunu Türkiye üzerinden göndermek zorunda olduÄŸunun bilincinde. Bu nedenle de Türkiye ile iliÅŸkiler kurmanın yollarını aramaya baÅŸladı. Åžimdilik tehditle Türkiye'den taviz koparmaya çalışıyor ama günün sonunda kendisi taviz vermek zorunda kalacağını da çok iyi biliyor.  

İsrail ile Lübnan'ın imzaladığı Münhasır Ekonomik Bölge sınır mutabakatının, ileriki dönemlerde Türkiye ve KKTC'nin ekonomik bölge komÅŸuları Suriye, Lübnan ve İsrail ile Münhasır Ekonomik Bölge sınır anlaÅŸmaları yapmalarının yolunu açacağı, GKRY'nin de eninde sonunda KKTC ile anlaÅŸma yoluna gitmek ve belli koÅŸullarla da olsa KKTC'yi tanımak zorunda kalacağı kesin. 



Giriş: 30 Kasım 2022 | Güncelleme: 30 Kasım 2022 | Okunma: 841


Kaynak: Ata Atun




Bu karekodu kullanarak haberi telefonunuzda görebilir ve paylaşabilirsiniz.