"Erkeğe biçilen roller bireyleşmesinin önüne geçiyor"

Aileler çocuklarına toplumsal cinsiyet eşitliğini öğretmeli…

281

Toplumda kendisine biçilen rolden dolayı bir erkeğin nazik olması, duygularını ifade etmesi, hatta ağlaması kadınsı olmakla suçlanmasına, dışlanmasına ve bireyleşememesine sebep oluyor. Çocukların yetiştirilmesi sürecinde halen sen erkek oldun artık ağlamaman gerek gibi yanlış söylemlerin kullanıldığını belirten uzmanlar, toplumsal rol eşitliklerinin gerektiği gibi izah edilemediğine dikkat çekiyor.

Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Beyin Hastanesi Uzman Klinik Psikolog Aziz Görkem Çetin, erkek çocukların yetiştirilmesinde yapılan hatalara değinerek toksik erkeklik kavramına ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Toksik erkeklik gibi kavramlar önyargıya yol açabiliyor

Son günlerde kullanılan, kendisine biçilen role bürünmeye çalışan erkeğin hem duygularını bastırması hem de her ne pahasına olursa olsun üstünlük ve iktidarını kanıtlamaya çalışmasıyla birlikte dönüştüğü durum olarak açıklanan 'toksik erkeklik' kavramına değinen Aziz Görkem Çetin, toksik erkeklik gibi kavramları kullanmanın insanın önyargılarını besleyebildiğini ve bu kavramın erkeklere karşıtlık olarak anlaşılabildiğini kaydetti.

Bireyleşememiş erkek sorunu daha iyi tanımlıyor

Toksik erkeklik yerine bireyleÅŸememiÅŸ erkeklik demenin daha uygun olduÄŸunu belirten Aziz Görkem Çetin, ÅŸunları söyledi: Bu tarz kavramlar kiÅŸilerin ifade edilen hususa önyargılı bakmasına yol açabiliyor ve asıl izah edilmek istenen nokta gözden kaçırılmış oluyor. Yanlış öğretileri ve hatalı iÅŸlenmiÅŸ kültürel kodları anlamadan ya da çözüme yönelmeden isim takıp geçmek gibi geliyor. O yüzden bu kavramı bireyleÅŸememiÅŸ erkeklik diyerek açıklamak daha doÄŸru olacaktır.  Çünkü agresif temalı kavramlar olayın anlamını gölgede bırakıyor. KiÅŸi, bunu bir sorun olarak görmeyip erkek düşmanlığı yapılıyor diyerek yanlış giden sürecin farkında olamıyor. Toplumun kendisinden beklenenleri yapmaya eÄŸilim gösterip benliÄŸine dair duyguları bastıran, kendisini toplumda güçlü ve iyi göstermeyi hedefleyen bireyleÅŸmemiÅŸ kiÅŸiler olarak bu kavram açıklanabilir.

Nazik ve duygularını ifade eden erkek dışlanabiliyor

Toplumumuzda maalesef kadın ve erkeÄŸe biçilmiÅŸ rollerin olduÄŸunu vurgulayan Aziz Görkem Çetin, Toplumsal iliÅŸkilerde erkeÄŸe toplumlar arası, kadına ise toplum içi iliÅŸkiler dayatıldığını söyleyebiliriz. Toplumlar arası iliÅŸkilerde erkeÄŸe kalan pay güçlü olmak ve ezilmemek gibi unsurlar oluyor. Aslında bu da ÅŸiddet ve savaÅŸa dair davranış örüntülerini temsil ediyor. Toplumumuzda bir erkeÄŸin nazik olması, duygularını ifade etmesi hatta aÄŸlaması kadınsı olmakla suçlanıp, dışlanmasına sebep olabiliyor. Gücü ve erkekliÄŸi korumanın yolu ÅŸiddetmiÅŸ, duygusal olmamakmış gibi görünüyor. Bu kısır durumda ancak bireyleÅŸmiÅŸ bir kiÅŸinin ayrışabileceÄŸini söyleyebiliriz. Saygıyı kendi potansiyeli üzerinden saÄŸlayamayan bireyler, toplumun onlara biçtiÄŸi role bürünmeye çalışarak hem duygularını bastırıyor hem de gücünü kanıtlamaya çalışıyorlar. Bu durumda saÄŸlıksız ve arada kalmış, kendini gerçekten var edemeyen bir yaÅŸam ortaya çıkıyor. dedi. 

Çocuklara toplumsal cinsiyet eşitliği öğretilmeli

Bu kavrama yol açan noktanın erkeklik kavramı olduğunu ifade eden Aziz Görkem Çetin, Toplum erkeklik kavramını duygularını ifade etmeyen, sert, güçlü olarak tanımlıyor. Eğer bu tanıma uyulmazsa kadınsı olmakla suçlanıyor. Çocuklarımızı yetiştirirken bile sen erkek oldun artık ağlamaman gerek tarzında söylemler hala ifade ediliyor. Çocuğa toplumsal rollerin eşitliği izah edilmiyor. Yapılan araştırmalar, toksik erkeklik normları üzerindeki en önemli etkenlerden birinin arkadaş çevresiyle kurulan ilişkilerin olduğunu ifade ediyor. Bu nedenle toplumsal etkinin büyük bir payı olduğunu söyleyebiliriz. Ailenin burada en önemli rolü, çocuğunun toplum ile ilişkisini kurarken toplumsal cinsiyet eşitliğini vurgulayarak gücü birini ezmek için değil de kontrol ederek birini korumak için kullanabilmesini izah etmektir. diye konuştu.

Ebeveynlerin yaklaşımı çok önemli

Uzman Klinik Psikolog Aziz Görkem Çetin, Aileler ve belki de özellikle anneler, erkek çocuklarının yardım etmelerini engelliyor ve kız evlatlarının yardım etmesi ise zaten olması gereken bir durummuş gibi yaklaşımlarda bulunuyorlar. dedi ve sözlerini şöyle tamamladı: Babalar sen kızsın eve bu saatte gelemezsin, böyle davranamazsın diyerek çocuklarına toplumsal cinsiyetin eşitsizliğinin ne kadar doğal ve olması gereken bir durum olduğunu öğretiyorlar. Oysa çocuklar romantik ilişki ve öteki ile kurdukları ilişkilerini aileyi referans alarak şekillendiriyorlar. O nedenle aileler, ister kız ister erkek olsun tüm çocukların kendi ayakları üzerinde durabilen, duygularını ve düşüncelerini ifade eden, sorumluluk alan, saygılı bireyler olarak yetişmeleri gerektiğini fark etmeliler.



Giriş: 28 Temmuz 2021 | Güncelleme: 28 Temmuz 2021 | Okunma: 281


Kaynak: Ayşegül Erben




Bu karekodu kullanarak haberi telefonunuzda görebilir ve paylaşabilirsiniz.