"Dünya Gıda Günü'nde Uzman Hekimler Besin Alerjilerini ve Korunma Yollarını Anlattı"

Besin alerjileri, günümüzün giderek artan sağlık sorunu haline gelmeye başladı ve özellikle çocukların hayatını önemli ölçüde etkileyen bir tehdide dönüştü.

343

16 Ekim Dünya Gıda Günü'nde besin alerjilerine yönelik farkındalık yaratmak isteyen Türkiye Ulusal Alerji ve Klinik İmmünoloji Derneği hekimleri, alerjiye dair güncel çalışmalardan besin alerjisi hakkında bilinmesi gerekenlere kadar merak edilenleri, nadir alerjileri ve korunma yöntemlerini anlattı.

Gerek çevresel etkenler gerekse batı tipi fast food beslenme alışkanlğı bağırsak florasını bozarak kiÅŸiyi alerjilere açık hale getiriyor. Öyle ki besin alerjileri belli bir besinle karşılaÅŸtıktan sonra ciddi ve yaÅŸamı riske atan reaksiyonlara bile neden olabiliyor. En önemli tedavi ve kontrol yöntemi ise bu besinlerin tüketiminden kaçınmak. Peki yeterli mi. Alerjenlere karşı direnç saÄŸlamak mümkün mü. 16 Ekim Dünya Gıda Günü dolayısıyla alerjik besinlere yönelik farkındalık yaratmak isteyen AİD'in uzman hekimleri, besin alerjileri konusunda en güncel bilgileri paylaÅŸtı… 

Besin alerjisinde besinden kaçmak yetmez, hastaların ilk tedaviyi bilmeleri gerekir


AİD Üyesi Prof. Dr. Ayşen Bingöl, Besin alerjisi olan kişiye hep bu besinden kaçması söylenir ancak bu o kadar da kolay değildir. Bu besinlerin içindeki reaksiyon yapan alerjenlere her yerde rastlamak olasıdır. Herhangi bir restoranda veya paketli gıdada besin alerjeni ile karşılaşma riskiniz yüksektir. Aslında sosyalleştiğiniz her ortamda risk artmaktadır. Özellikle okula giden çocuklarda okul süreci için tedbirler alınmalı okul hemşiresine bilgi verilmelidir. Ayrıca bazı besin alerjilerinde egzersiz ve ilaçlar alerjik reaksiyonlara yatkınlık yaratabilir. Bu nedenle hastaların besinden kaçınmak kadar alerjik reaksiyonun ilk tedavisini bilmeleri de önemlidir. Basit reaksiyonlar anti alerjik ilaçlar ile kontrol edilebilir. Ancak şiddetli reaksiyonlar için adrenalin kalemi bulundurmak ve uygulamasını bilmek gereklidir diye konuştu.

Besin olmayan maddeler de besin alerjeni içerebilir

Besin olmayan ilaçlar, kozmetikler, aşılar ve el sanatları malzemelerinin bile besin alerjeni içerebileceÄŸine dikkat çeken Bingöl şöyle devam etti: Bu maddelerin etiketinde besin alerjeni bildirme zorunluluÄŸu olmayabilir. Bu maddelerin içerdiÄŸi alerjenler de reaksiyon nedeni olabilir. Bu nedenle bazen üretici ile iletiÅŸime geçmek gerekebilir.  ÖrneÄŸin aşılar… Bazı aşılar jelatin, süt ve yumurta gibi besin alerjenleri içerebilir. Bu nedenle aileler aşı zamanı çocuk doktoruna besin alerjileri olduÄŸunu hatırlatmaları gerekir. Buna göre önlem alınarak belli bir plan dahilinde aşıları yapılabilir. Aynı zamanda reçeteli veya reçetesiz yazılan ilaçlar besin alerjeni içerebilir. ÖrneÄŸin bazı ilaçlar laktoz içerirler. Laktoz aslında besin alerjeni olmayan süt ÅŸekeridir. Ancak ağır süt alerjisi olan olgular laktoz içine karışmış olabilecek süt proteinleri nedeniyle alerjik reaksiyon gösterebilirler. Kozmetikler süt, kuruyemiÅŸ, susam, buÄŸday ve soya alerjeni içerebilir. El sanatları malzemeleri de buÄŸday (hamurlar) ve yumurta akı (parmak boyaları) gibi alerjenler içerebilir.

Akdeniz tipi beslenme astımdan koruyor


Günümüzde Akdeniz diyeti en sağlıklı beslenme modellerinden biri olarak kabul ediliyor. Akdeniz diyeti, tahıllar, baklagiller, meyveler, sebzeler, zeytinyağı ve fındık gibi çeşitli ürünlerin yüksek tüketimi, ılımlı ölçüde kümes hayvanları ve balık tüketimi, düşük miktarda kırmızı et tüketimi ile karakterize sağlıklı bir beslenme tarzı olarak öne çıkıyor. Akdeniz diyetinin, sağlıklı yağ alımı, düşük karbonhidrat, düşük glisemik indeks, yüksek posa, antioksidan bileşenler ve antiinflamatuar etkileriyle kanser ve kardiyovasküler hastalık gibi kronik hastalık risklerini azalttığını ifade eden AİD Üyesi Serkan Filiz, gebelik, emzirme ve çocukluk döneminde akdeniz diyetine yüksek düzeyde uyumun, astım semptomları üzerine koruyucu etki gösterdiğinin altını çiziyor. Filiz, hamilelik, emzirme döneminde ve erken yaşlarda diyet çeşitliliğinin artırılması ve ev yapımı fermente gıdaların tüketilmesinin alerjik hastalıkların önlenmesinde etkili olacağını bu gıdaların tüketilmesinin sağlık açısından çok önemli olduğunu belirtiyor.

Bebekleri besin alerjisinden korumak için ek besinlere gecikmeden başlanmalı


Bundan on beş yıl kadar önce alerji gelişmesini önlemek için alerjik besinlerin diyete eklenmesini bir iki yaşa kadar geciktirilmesi ve bunun alerji gelişimini engellemesi beklenmekteydi diyen Prof.Dr. Bülent Şekerel ise bu konuyu şöyle açıklıyor: Ancak beklentilerin aksine bu tutum, besin alerjisinde artışa neden olmuştur. Bugünkü anlayışımıza göre besin alerjenleri egzamalı deriden veya solunum yolundan girerek besin alerjisi gelişmesine yol açıyorlar. Besinlerin sindirim sitemi yoluyla alınması ise toleransı geliştiriyor. Bu nedenle günümüzde bebeklerde alerjik potansiyeli olan tüm besinleri yaşamın ilk 4 ile 8 ayları arasında başlanmasını öneriyoruz. Bunun besin alerji sıklığını azaltması bekleniyor. Besin alerjisinin azaltılmasında umudumuz atalarımızın tercihlerine sahip çıkmakta aranıyor.

Anne adayları meyve, sebze ve balık içeren sağlıklı ve besleyici bir diyet yapmalı


Türkiye Ulusal Alerji ve Klinik İmmünoloji DerneÄŸi Üyesi Doç. Dr. Sait Karaman ise, günümüzde besin alerjisini önlemek için gebelikte önerilen çok sayıda takviye edici vitamin, mineral, yaÄŸ asitleri ve probiyotiklerin olduÄŸunu ifade eden Karaman, yetersiz miktarda D vitamini alan veya serum D vitamin seviyeleri düşük tespit edilen gebelerde takviye D vitamini gerekli olsa da yüksek doz D vitamini alımının bebeklerde besin alerjisinin geliÅŸimine karşı koruyucu etkisi olmadığını ifade etti. Bunun yanında bağırsak florasını deÄŸiÅŸtirerek etki eden probiyotik, prebiyotik veya simbiyotiklerin takviyesi atopik dermatit gibi bazı alerjik hastalıkların geliÅŸimine karşı koruyucu etkisi olduÄŸunu belirtiyor. 

Tüm bunlardan farklı olarak kanıt düzeyi zayıf olsa da gebelik sırasında omega-3 yağ asidi, bakır ve C vitamini takviyesi alan annelerin bebeklerinde besin alerjisinin önlendiğini bildiren çalışmalar olduğunu da ifade eden Karaman, Anne adayları bebeklerinde besin alerjisini önlemek için alerji potansiyeli yüksek olan besinleri diyetlerinden çıkarmalarına gerek yoktur. Bu tür besinler normal diyetlerinin bir parçası değilse, gebelik sırasında bu besinleri tüketmelerine de gerek yoktur. Anne adayları meyve, sebze ve balık içeren sağlıklı ve besleyici bir diyet yapmalıdır diye konuştu. Doç. Dr. Sait Karaman, son yıllarda besin alerjisi olan çocukların sayısında artış olduğunu, belirterek, “Sonbahar ve kış aylarında doğan bebeklerde besin alerji riski ilkbahar ve/veya yaz aylarında doğanlara göre daha yüksek. Sezaryen doğumlar da besin alerjisi riskini artırıyor. Bebeğinde besin alerjisini önlemek için anne adaylarının beslenme şekillerinde yapacakları değişiklik önemli. Gebelik ve emzirme döneminde meyve sebze ve balık tüketiminin bebeklerde alerji gelişimini önlediğine dair bilimsel kanıtlar var dedi.



Giriş: 15 Ekim 2023 | Güncelleme: 15 Ekim 2023 | Okunma: 343


Kaynak: Nagihan Alan YiÄŸit




Bu karekodu kullanarak haberi telefonunuzda görebilir ve paylaşabilirsiniz.