"Çocuğunuzun Keşfetmesine İzin Verin"

Aile Danışmanı Gülşen Kazgın, çocukların kısıtlanmasının ve kalıba sokulmasının yanlış olduğunu belirterek, Bizim görevimiz çocukların kendi hızlarında, kendi meraklarıyla, kendi becerileriyle büyüyebilmelerine alan açmak.

510

Onların hayal gücünü kullanmalarına, kendilerini ve dünyayı keşfetmelerine izin vermeliyiz dedi.

Çocukların dünyaya geldiği andan itibaren çevreyi tanımaya, anlamaya, bilgi toplamaya çalıştıklarını kaydeden Aile Danışmanı Gülşen Kazgın, yetişkinlerin ise kendi deneyimleri ve doğrularıyla onları güvenli alanda tutmak için farkında olmadan kısıtladığını söyledi. Kazgın, çocukların zihinsel ve duygusal gelişimi için, onlara kendi dünyalarını keşfedebilecekleri özgür bir ortam sağlanması gerektiğini kaydetti.

GülÅŸen Kazgın, ÇocuÄŸunuz bazen bir kelebeÄŸin peÅŸinden koÅŸabilir. Çünkü belki de hayatında bir iki kez görmüştür. Bu bir yetiÅŸkin için sıradan bir ÅŸey olabilir. Aynı heyecanı duymaz. Fakat çocuÄŸun içindeki o heyecana alan açmak, Dur KoÅŸma diye müdahale etmemek gerekir.  Hiçbir ÅŸey yapmamanız çocuk için yeterlidir. Kısıtlamayın yeter. Bizim görevimiz, çocukların kendi hızlarında, kendi meraklarıyla, kendi becerileriyle büyüyebilmelerine alan açmak. Çocuklarınızı bir kalıba sokmadan gözlemleyin diye konuÅŸtu.

Aile Danışmanı Gülşen Kazgın şu bilgileri verdi:

Çocuklar Hayalleriyle Birlikte Gelişir

Geleceğin güçlü ve kendinden emin çocuklarını yetiştirmenin yolu, çocuğun kendini tanımasından, kendi meziyetlerini yeteneklerini bilmesinden geçer. Onların belirli kalıplara sokmak hayal dünyalarını sınırlandırır. Çocuklar hayal kurarak, masal okuyarak, masal dinleyerek, mahallesinin, ailesinin ona verdiği hayal kurabilme alanını kullanarak kendini inşa eder. Bu nedenle çocuklarımızın içindeki keşif duygusunu ve heyecanı canlı tutmalıyız.

Aile olarak çocuÄŸun yatkınlıklarına bakmalıyız. Nerede heyecanlanıyor, nerede mutlu oluyor görüp onun seçimlerini desteklemeliyiz. ÇocuÄŸun hayal gücü çalışmaya devam ediyorsa, önce hayal kurup sonra gerçekleÅŸtirecektir. SaÄŸ beyin hayal kurar, sol beyin onu hayata geçirir. Piyano çaldığını önce hayal eder, sonra piyano kursuna gitmek ister. Ebeveyn bu ikisini birleÅŸtirebilen, dengede çocuklar yetiÅŸtirmeye çalışmalıdır. 

Ebeveynler Kendine Dış Gözle Bakabilmeli

ÇocuÄŸu engellerken neden engellediÄŸinize bakmanız gerekir. ÖrneÄŸin çamurla oynayan çocuÄŸunu engelleyen anne kendine ÅŸunu sormalı, Ben çocuÄŸumu neden engelliyorum, Düşüp zarar görebilir diye mi, Üstü kirlenmesin diye mi, Gerçekten çamurla oynamasında onun için bir tehlike mi var. Yoksa ben bir an önce eve gitmek için ya da çamaşır yıkamakla uÄŸraÅŸmamak için mi engelliyorum. EÄŸer bir tehlike yoksa bırakın oynasın. Çocuk kirlenerek öğrenir. Yıkarız geçer. Fakat elinden kolundan tutup götürdüğümüzde çocuÄŸumuzda yıkamakla telafi edemeyeceÄŸimiz bir durum oluÅŸur. 

Çocukla empati kurup, Çocuğumun yerinde olsaydım bana nasıl davranılmasını isterdim. Bu cümle, bu ses tonuyla bana kurulsaydı nasıl hissederdim, diye düşünmek doğru yaklaşımı fark etmemizi sağlar.

Kısıtlanmak Özgüven Eksikliğine Yol Açıyor

Kendi hayatını gerçekleştirmiş bir birey olması konusunda çocuklarımızı sınırlandırdığımızda, onların kendi yetenek ve yaratıcılıklarını, ilgi alanlarını, sevdiği sevmediği şeyleri ortaya çıkarmasına engel oluruz. Sonra kendi hayallerinin peşinden gidemez. O şekilde öğretildiği ve yetiştirildiğinde belli kalıplar içinde kalır. Önüne ne verilmişse onunla gider. Keşfe çıkmaz. Örneğin çocuğunuza Sen maviyi seversin deyip, başka bir rengi tanıtmazsanız, bir süre sonra Evet ben maviyi severim diyecektir. Sürekli sen tembelsin derseniz bir süre sonra evet ben tembelim diye düşünüp tembel ve üşengeç davranışlar içine girer.

Çocuğumuzu kısıtladığımızda ve engellediğimizde kendisinde öz değer kaybı ve cesaretsizlik ortaya çıkar. Yapabildiği şeylerin önemsiz olduğunu düşünür. Konuşursa yanlış bir şey söyleyeceğinden çekinir. Yetişkinliğe geçtiğinde de kendisini değerli görmez. Özgüveni eksik bir birey olur.

Çocuğunuzun Her İstediğini Yapmayın

ÇocuÄŸun geliÅŸimi için olabildiÄŸince özgür bırakılması önemli. Fakat bu her istediÄŸine izin verilmesi veya her istediÄŸinin alınmasının doÄŸru olduÄŸu anlamına gelmiyor.  Her istediÄŸi alınan çocuk doyumsuz ve memnuniyetsiz oluyor.  Tabii ki çocuklarımıza belli kurallara uymalarını da öğretmeliyiz. Dengeli bireyler yetiÅŸtirmeliyiz. ÖrneÄŸin parktan eve dönmek istemeyen çocuÄŸa kızıp kolundan çekiÅŸtirerek eve götürmek yerine kendisine zaman kavramını öğretmeliyiz. 

Belli kalıplar, kurallar, sınırlar olmalı. Ama yüksek sesle şarkı söyleyebileceği alanı, özgürce dans edebileceği alanı, çıplak ayakla dolaşabileceği alanı, kimsenin ona dur demeyeceği alanı oluşturabilmek önemli. Bir tohum ekmek, bir bitki yetiştirmek ona çok şey öğretecektir. Doğada toprağın üzerinde yalın ayakla dolaşmasına paha biçilemez.



Giriş: 01 Temmuz 2022 | Güncelleme: 01 Temmuz 2022 | Okunma: 510


Kaynak: Karadeniz Sağlık Ajansı




Bu karekodu kullanarak haberi telefonunuzda görebilir ve paylaşabilirsiniz.