"ABD'nin Kuklası BM'den Ne Bekliyordunuz"

BM'nin taraflı olduğu, ikiyüzlülüğü, daha ilk baştan BM Barış Gücünü ilk oluşturan Kanada Birliğinin yetkililerinin adımını Kıbrıs adasına attıkları 15 Mart 1964 gününde belli olmuştu. 21 Aralık 1963 tarihinde, Makarios yönetimindeki adanın Rum hükümetinin enosisi gerçekleştirmek ve Kıbrıs adasını Yunanistan'a bağlamak için Kıbrıslı Türklere yok etmek amaçlı başlattığı insanlık dışı saldırılar ve soykırım kanlı bir şekilde devam ederken adaya ayak basan BM Barış Gücü, Rumların kalleş saldırıları durdurmak ve araya girmek yerine mayolarını giyip plaja gitmeyi tercih etmişlerdi.

Rumların 21 Aralık 1963 tarihinde Kıbrıslı Türklere karşı baÅŸlattıkları insanlık dışı saldırılar sürerken, LefkoÅŸa'da Türk mahallelerini yoÄŸun ateÅŸ altına alan Rum mevzilerinin konuÅŸlandırıldığı Ledra Palas oteli ile Türklerin kontrolü altındaki LefkoÅŸa surları arasında kalan Taksim stadyumunun içinde yer aldığı Hendek, devlet arazisi üzerinde olması nedeni ile Ara Bölge olarak ilan edilmiÅŸti. Çatışmalar sürerken kullanımı insan yaÅŸamı için tehlikeli olabileceÄŸi için de Kıbrıslı Türkler ve Rumlar tarafından hiç kullanılmadı. 

Esasen Taksim futbol sahası, İngiliz Sömürge Yönetimi ve 1960-1963 yılları arasındaki Kıbrıs Cumhuriyeti döneminde, defalarca, Kıbrıs Türk ve Rum futbol takımlarından oluşmuş Kıbrıs Futbol Ligi şampiyonu olmuş Çetinkaya Türk Spor kulübünün 1930 yıllarının başından itibaren kullandığı resmi futbol sahasıydı. Ben, Taksim sahasında Galatasaray ile Kıbrıs Türk Milli Takımının maç yaptığını hatırlıyorum. Maçı, Galatasaray'ın kalesini dönemin en ünlü kalecisi Turgay Şener'in koruduğu Galatasaray 2-1 kazanmıştı ve tek gölümüzü de Küçük Ayhan (Ayhan Varer) atmıştı.

Aradan çok zaman geçti, saha yıllarca kullanılmadı. Çetinkaya Türk Spor Kulübü’nün son 60 yıldır kullanamadığı futbol sahasını tekrardan gençlerimizin kullanımına açabilmek için KKTC yetkililerine yaptığı baÅŸvuru, KKTC DışiÅŸleri Bakanı Tahsin ErtuÄŸruloÄŸlu tarafından misyon ÅŸefi Colin Stewart'a aktarıldı. BM'nin Kıbrıs ile ilgili heyeti ile görüşüldü ve bir mutabakata varıldıktan sonra da sahanın tekrardan gençlerin kullanımına kazandırılabilmesi için çalışmalar baÅŸlatıldı.  

Çalışmalar bitirildikten, saha yemyeÅŸil edildikten ve uluslararası standartlara uygun hale getirildikten sonra Rumlar ellerinden geleni arkalarına koymadılar. GeldiÄŸi günden bu yana Rumların kuklası gibi hareket eden BM de, yaygaralara kayıtsız kalmadı ve kendine hiç yakışmayan bir tavırla gençlerimizin sahaya iniÅŸini ve giriÅŸini engelleyecek önlemler aldı. 

Tüm mesailerini, Türklerin Kıbrıs adasındaki mevcudiyetlerini yok etmeye, hayatını zorlaÅŸtırmaya ve tüm haklarını gasp etmeye adayan Rumların BM üzerindeki etkilerini biliyoruz lakin KKTC hükümetinin karşı adım atacağı da kesin. 

Özetle ÅŸunu söyleyelim, BirleÅŸmiÅŸ Milletler Barış Gücü bu adaya, kalleÅŸ Rum saldırılarından sonra akan kanı durdurmak, mevcut sorunları çözmek ve BARIÅž GETÄ°RMEK için gönderilmiÅŸtir. Misyonunun sorun yaratmak deÄŸil, sorun çözmek olmasına raÄŸmen, BM Barış Gücü (UNFICYP) ABD'nin kuklası olmuÅŸ, ABD de kuklasının iplerinin bazılarını Yunan Lobisinin eline vermiÅŸ maalesef. 

Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep T. Erdoğan'ın Dünya BEŞ'ten büyüktür sözü boşuna söylenmedi. BM'nin insani uygulamalarda bile Anglo-Sakson birliğinin kuklası ve hizmetkarı haline getirildiğini artık kundaktaki bebek bile biliyor. O zaman bize tek bir şey kalıyor: BM Barış Gücünün varlığına onay vermemek…

Giriş: 20 Ocak 2023 | Güncelleme: 20 Ocak 2023 | Okunma: 581

Kaynak: Prof. Dr. Ata Atun